Yeni Başlayanlar için Kripto Sözlüğü

Accumulation (Akümülasyon): Bir kripto varlığın fiyatının yükseliş ya da düşüş dalgalanmaları yaşamadan bir süre dar bir fiyat aralığında hareket etmesini ifade eder. Fiyat dar bir aralıkta sıkışıktır ve fiyat hareketleri sınırlıdır.

Örnek:

“Ethereum’da son dönemde gördüğümüz düşük oynaklık, akümülasyon döneminin sonuna yaklaştığımızı düşündürüyor.”

Address (Adres): Blockchain dünyasında adres, kripto varlıkları yollamak veya almak için kullanılan ve bir cüzdanın blockchain üzerindeki konumunu belirleyen kod kümesi olarak tanımlanır. Adresler her kullanıcıya özeldir ve harf-sayı dizilerinden oluşur. Konvansiyonel bankacılıktaki IBAN’ı, buradaki adresin karşılığı gibi düşünmek doğru bir yaklaşımdır.

Örnek:

“Whale Alert tarafından sağlanan son verilere göre, yaklaşık 2,6 milyon dolar değerinde Bitcoin içeren hareketsiz bir adres, on yıldan uzun bir süre sonra aktif hale geldi.”

Airdrop: Airdroplar, kripto ekosisteminde piyasaya yeni sürülecek olan bir coin, token veya NFT’nin dağıtılması amacıyla kullanılırlar. Genellikle yeni kripto para birimlerinin daha fazla kullanıcıya ulaşmasını sağlamak adına düzenlenir. Bazı durumlarda airdroplar, sadık müşterilere ödül vermek için de kullanılırlar. Kripto yatırımcılarının bu dünyaya ilgi duymasının sebeplerindendir çünkü airdroplar ücretsiz kripto varlık elde etme ve çeşitli projeleri keşfetme şansı sunarlar.

Örnek:

“Blast, piyasaya sürülmesinin ardından %40 artış göstererek son haftalarda piyasaya çıkan diğer yüksek profilli airdrop'lardan daha iyi bir performans sergiledi.”

All Time High (Tüm Zamanların En Yüksek Seviyesi): All Time High (ATH), finansal piyasalar ve özellikle kripto para piyasaları bağlamında, bir varlığın veya finansal enstrümanın tarihindeki en yüksek fiyat seviyesini ifade eder. Bu terim, yatırımcılar ve analistler tarafından, belirli bir varlığın geçmiş performansını ve fiyat hareketlerini değerlendirirken sıkça kullanılır. ATH seviyeleri, yatırımcılar için önemli psikolojik ve teknik bariyerler olabilir. Bir varlık, yeni bir ATH'ye ulaştığında, bu genellikle piyasa katılımcıları arasında olumlu bir hissiyat oluşturur ve genellikle daha fazla alım yaratabilir. Diğer yandan, yeni bir ATH'ye ulaşmak, aynı zamanda potansiyel kar realizasyonları ve düzeltme hareketleri için de bir fırsat olarak görülebilir.

Örnek:

“Kripto para piyasası ABD Başkan adayı Donald Trump’a yönelik başarısız suikast girişiminin ardından Trump rallisi yaptı. Bu süreçte bazı tokenler dikkatleri üzerine çekti. En fazla dikkat çeken gün içinde yüzde 35’lik bir yükselişle ATH yapan Mog Coin oldu.”

Altcoin: Alternative coin’in kısaltmasıdır. Bitcoin haricindeki coinler için bulunmuş bir terimdir. Bitcoin'in ilk kripto para birimi olarak piyasaya sürülmesinden sonra, farklı özellikler ve kullanım alanları sunan birçok başka kripto para birimi geliştirilmiştir.

"Bitcoin'e alternatif olarak geliştirilen Ethereum, en popüler altcoinlerden biri olarak akıllı sözleşmelerin ve merkeziyetsiz uygulamaların (dApps) temelini oluşturur.”

Bitcoin: Bitcoin, merkezi olmayan, dijital bir para birimidir ve ilk kripto para birimi olarak bilinir. 2009 yılında Satoshi Nakamoto takma adıyla biri veya bir grup tarafından ortaya çıkmıştır. Blok zinciri teknolojisini kullanarak, güvenli ve şeffaf işlemler sağlar.

Örnek:

"Kripto varlıklarda görülen ayı piyasası, Bitcoin ve diğer altcoinlerin değerlerinin hızla düşmesine neden oldu.”

Block (Blok): Kripto ekosisteminde "blok," blok zinciri (blockchain) olarak adlandırılan dağıtık defterin temel birimidir. Bir blok, belirli bir süre içinde gerçekleşen işlemlerin bir listesini içerir. Her blok, önceki blokla bağlantılıdır ve bu bağlantılar zincir oluşturur, bu da blok zincirini meydana getirir. Bloklar, işlemlerin doğrulanmasını ve kaydedilmesini sağlar, bu da blok zincirinin güvenli ve şeffaf olmasının teminatıdır.

Örnek:

"Bitcoin madenciliğinde, madenciler yeni bir blok oluşturduklarında ödül olarak belirli bir miktar bitcoin kazanırlar."

Blockchain (Blok zinciri): Blok zinciri (blockchain), dijital işlemleri kaydetmek ve doğrulamak için kullanılan, birbirine bağlı bloklardan oluşan dağıtık bir defter teknolojisidir. Her blok, belirli bir zaman diliminde gerçekleşen işlemleri içerir ve önceki blokla kriptografik olarak bağlanır, böylece bir zincir oluşturur. Bu yapı, işlemlerin güvenli, şeffaf ve değiştirilemez bir şekilde kaydedilmesini sağlar.

Örnek:

“Önümüzdeki dönemde tekstil sektöründe blok zincir teknolojisinin kullanımı artacak. Blok zinciri sayesinde, pamuk tedarikinden nihai satışa kadar bir ürünün her adım kaydedilecek ve doğrulanacak.”

Block Reward (Blok ödülü): Blok ödülü, bir blok zincirinde (blockchain) yeni bir blok oluşturulduğunda madencilere verilen teşvik veya ödüldür. Bu ödül, genellikle iki bileşenden oluşur: Yeni oluşturulan kripto paralar (emisyon) ve o bloğa dahil edilen işlemlerden alınan işlem ücretleri. Blok ödülleri, blok zinciri ağının güvenliğini sağlamak ve madencileri ağın korunması ve işlemlerin doğrulanması için teşvik etmek amacıyla kullanılır. Her yeni blok oluşturulduğunda bu ödül madencilere verilir, bu da madencilerin sürekli olarak ağın güvenliği için çalışmasını sağlar. Bu sistem, merkezi olmayan bir şekilde işlemlerin doğrulanmasını ve blok zincirinin bütünlüğünün korunmasını sağlar.

Örnek:

“Tek bir Bitcoin madencisi, bir BTC bloğunu tek başına çözerek olasılıklara meydan okudu ve 3.125 Bitcoin blok ödülünün tamamını kazandı.”

CEX (Centralized Exchange-Merkezi Borsa): Kripto para birimlerinin alınıp satıldığı, merkezi bir otorite veya kuruluş tarafından yönetilen dijital platformlardır. Bu borsalar, kullanıcıların dijital varlıklarını güvenli bir şekilde alıp satabilmeleri için çeşitli hizmetler sunar. Merkezi borsalar, belirli bir kuruluş veya şirket tarafından yönetilir. Bu kuruluş, platformun işleyişinden, güvenliğinden ve müşteri hizmetlerinden sorumludur. Kullanıcıların varlıkları genellikle borsanın cüzdanlarında saklanır, bu da borsanın kullanıcı fonlarını kontrol ettiği anlamına gelir.

Örnek:

“WuBlockchain verilerine göre, merkezi borsalardaki (CEX) kripto spot hacimleri Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 17 düştü. Upbit, Bitfinex ve KuCoin, işlem hacimlerinde sırasıyla yüzde 45, yüzde 38 ve yüzde 32'lik düşüşlerle önemli hacim kaybettiler.”

Coin Yakımı (Burned Coin): "Burned coin," kripto para dünyasında, bir kripto para biriminin kasıtlı olarak dolaşımdan kaldırılması anlamına gelir. Bu işlem, genellikle kripto paraların arzını azaltmak ve değerini artırmak amacıyla yapılır. Coin yakma işlemi, özel bir adres olan ve geri alınamayan bir cüzdana kripto paraların gönderilmesiyle gerçekleştirilir.

  • *Örnek: “**Telegram'da oyun oynayarak kazanılan bir kripto varlık olan Notcoin (NOT), önemli miktarda token yakımı ve kazançlı teşvik planlarının duyurulmasının ardından token değerinde kayda değer bir artış gördü.”

Cloud Mining (Bulut Madenciliği): Cloud mining, bireylerin kendi donanımını kullanmadan, uzak veri merkezlerindeki madencilik ekipmanlarını kiralayarak kripto para madenciliği yapmalarını sağlayan bir hizmettir. Bu yöntem, kullanıcıların yüksek maliyetli donanım satın alma ve bakım masraflarını üstlenmeden, madencilik sürecine katılmalarına olanak tanır. Bulut madenciliği hizmeti sağlayan şirketler, madencilik donanımını yönetir ve kullanıcılarına belirli bir ücret karşılığında bu hizmeti sunar.

  • *Örnek: "**Bulut madenciliği sayesinde, kendi madencilik donanımını satın almak ve yönetmek zorunda kalmadan Bitcoin madenciliği yapmaya başladım.”

Cold Storage (Soğuk Depolama): Cold storage, kripto para birimlerini çevrimdışı olarak saklama yöntemidir. Bu yöntem, dijital varlıkları internete bağlı olmayan bir cihaza veya fiziksel bir ortamda saklayarak, siber saldırılara ve çevrimiçi tehditlere karşı koruma sağlar. Cold storage, uzun vadeli saklama ve büyük miktarlarda kripto para tutma amacıyla kullanılır.

“IBM, dijital varlıklar için soğuk depolama çözümlerinin gelişmesine yardımcı olacak yeni bir teknoloji olan ve gizli bilgi işlem portföyüne en son eklenen IBM Hyper Protect Offline Signing Orchestrator'ı (OSO) duyuruyor.”

DAO (Decentralized Autonomous Organization-Merkezi Olmayan Özerk Organizasyon): Akıllı sözleşmeler tarafından yönetilen ve merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan faaliyet gösteren bir organizasyon yapısına verilen isimdir. DAO'lar, blockchain teknolojisi üzerine inşa edilmiştir ve genellikle Ethereum gibi akıllı sözleşme platformları üzerinde çalışır. DAO'lar, merkezi bir otorite yerine, katılımcıların oylarıyla alınan kararlara dayanır. Bu, karar alma sürecinin daha şeffaf ve demokratik olmasını sağlar. Herhangi bir katılımcı, bir öneri sunabilir ve diğer üyeler bu öneri üzerinde oy kullanabilir. DAO'lar, belirli kuralları ve protokolleri kodlayan akıllı sözleşmelerle çalışır. Bu sözleşmeler, belirli koşullar yerine getirildiğinde otomatik olarak işlemleri yürütür. DAO üyeleri genellikle belirli tokenlere sahip olarak organizasyona katılırlar. Bu tokenler, oy hakkı ve organizasyonun yönetişiminde söz sahibi olma imkanı sağlar.

Örnek:

“İngiltere ve Galler Hukuk Komisyonu, merkezi olmayan özerk organizasyonların (DAO) şu anda özel bir mevzuata ihtiyaç duymadıklarını çünkü mevcut yasalara tabi olduklarını belirtti.”

dApps (Decentralized Applications-Merkezi Olmayan Uygulamalar): Merkezi olmayan ağlar üzerinde çalışan uygulamalardır. Genellikle blockchain teknolojisi kullanılarak geliştirilirler ve merkezi sunucular yerine dağıtık ağlar üzerinde çalışırlar. Bu yapı, dApp'lerin daha güvenli, şeffaf ve sansüre dayanıklı olmasını sağlar. dApp'lerin işlemleri ve kodu, blockchain üzerinde herkes tarafından görüntülenebilir ve doğrulanabilirdir. Kriptgrafik güvenliğe sahip olması, dApp'lerin manipülasyona ve saldırılara karşı daha dirençli olmasını sağlarken, merkezi olmayan yapıları nedeniyle, genellikle sansüre karşı dirençlidir. Bu durum, herhangi bir merkezi otoritenin uygulamayı kapatma veya engelleme yeteneğinin olmamasına olanak sağlar.

Örnek:

“DApp, yani açılımı 'Decentralized Application' şeklinde ifade edilen 'Merkezi Olmayan Uygulamalar' blokzincir altyapısının getirdiği yeniliklerden biri. Yetki şimdi olduğu gibi şirketlerde değil, güç her kullanıcıya eşit olarak dağıtılıyor. Herhangi bir otoritenin herhangi bir müdahalesi söz konusu olamıyor.” (Para Dergisi)

DEX (Decentralized Exchange-Merkezi Olmayan Borsa): Kripto para birimlerinin doğrudan kullanıcılar arasında merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan ticaret yapmasına olanak tanıyan dijital platformlardır. DEX'ler, akıllı sözleşmeler kullanarak işlem yapar ve genellikle Ethereum veya diğer blockchain ağları üzerinde çalışır. DEX'ler, merkezi bir otorite veya kuruluş tarafından yönetilmez. Bunun yerine, kullanıcılar doğrudan birbirleriyle etkileşimde bulunur ve işlemler akıllı sözleşmeler aracılığıyla gerçekleştirilir. Kullanıcılar, kendi kripto varlıklarının tam kontrolüne sahiptir. İşlemler, kullanıcıların cüzdanlarından doğrudan gerçekleştirilir ve borsa cüzdanına transfer edilmez.

Örnek

“Solana'nın en önemli merkezi olmayan borsalarından (DEX) Raydium, haftalık ücretlerde Uniswap'i kıl payı geride bıraktı ve Ethereum'un en büyük DEX'inin 10 katından fazla işlem gerçekleştirdi.”

DeFi (Decentralized Finance-Merkezi Olmayan Finans): Blockchain teknolojisi üzerine inşa edilmiş finansal sistemleri ve uygulamaları ifade eder. DeFi, geleneksel finansal aracılara ihtiyaç duymadan, herkesin erişebileceği ve kullanabileceği finansal hizmetler sunmayı amaçlar. DeFi uygulamaları, akıllı sözleşmeler kullanarak çalışır ve genellikle Ethereum gibi blockchain platformları üzerinde faaliyet gösterir. DeFi, finansal ürünler ve hizmetler açısından büyük bir inovasyon alanıdır. Yeni ve yenilikçi finansal ürünler, protokoller ve uygulamalar hızla geliştirilir ve piyasaya sürülür. Geleneksel finans sisteminin bütün bileşenleri DeFi içinde de mevcuttur ancak farklı şekilde kullanım alanı bulur. Örneğin borçlanma faizi geleneksel bankacılık sisteminde bankanın kendisi tarafından belirlenirken, burada protokol yardımıyla kullanıcılar tarafından arz-talebe göre belirlenir.

Örnek:

“Merkezi olmayan borsa (DEX) Uniswap, SEC’i, ABD Yüksek Mahkemesi'nin Chevron deference hakkındaki son kararını gerekçe göstererek merkezi olmayan finans (DeFi) alanını düzenleme önerisinden vazgeçmeye çağırdı.”

FOMO (Fear of Missing Out-Bir Şeyi Kaçırma Korkusu): Genellikle bireylerin belirli bir fırsatı, etkinliği veya yatırımı kaçırma korkusuyla hareket etmelerini ifade eden bir terimdir. Bu terim, sosyal medya ve finansal piyasalar gibi çeşitli alanlarda yaygın olarak kullanılır. Özellikle kripto para piyasalarında, yatırımcılar arasında sıkça görülür. FOMO, bireylerin bir fırsatı kaçırdıklarına dair yoğun bir endişe ve stres yaşamalarına neden olur. FOMO yüzünden yatırımcılar, acele ile yanlış karar alabilirler. Özellike sosyal medyada başka kişilerin büyük kazançlar elde ettiğini görmek, FOMO'yu tetikleyebilir. Bu durum, piyasalarda balon oluşumuna ve ardından ani düşüşlere yol açabilir.

“Bitcoin sentimenti sadece birkaç gün içinde ‘aşırı korku’dan ‘FOMO’ya döndü ve dünyanın en büyük kripto varlığı geçen hafta %12'nin üzerinde değer kazandı. Kripto analiz platformu Santiment, ani yükselişin tersine döndüğü bir ortamda dikkatli olunmasını önererek, yatırımcıların dikkatli davranmalarının konusunda uyardı.”

Fork (Çatallanma): Blockchain teknolojisi ve kripto para birimleri bağlamında, bir blockchain ağı üzerinde protokol değişiklikleri yapıldığında veya bir blockchain iki ayrı zincir halinde ayrıldığında meydana gelen olaya verilen isimdir. Fork'lar genellikle "Hard Fork" (Zor Çatallanma) ve "Soft Fork" (Yumuşak Çatallanma) olarak ikiye ayrılır. Hard fork, blockchain protokolünde geriye dönük uyumluluğu bozan ve tüm katılımcıların yeni protokol kurallarını kabul etmesini gerektiren önemli bir değişikliktir. Hard fork sonrasında, eski protokolü takip eden düğümler (nodes) yeni kurallarla uyumlu değildir. Eğer topluluk içinde fikir birliği sağlanamazsa, hard fork iki ayrı blockchain oluşturabilir. Bu durumda, orijinal zincir ve yeni zincir farklı kurallarla işlemeye devam eder. Hard fork sonrası yeni zincir genellikle yeni bir kripto para birimi oluşturur. Örneğin, Bitcoin Cash (BCH), Bitcoin (BTC) blockchain'inde gerçekleştirilen bir hard fork sonucu ortaya çıkmıştır. Ethereum blockchain'inde 2016 yılında DAO hack'i sonrasında yapılan bir hard fork ile ortaya çıktı. Orijinal zincir Ethereum Classic (ETC) olarak devam ederken, yeni zincir Ethereum (ETH) olarak bilinir. Soft fork ise, blockchain protokolünde geriye dönük uyumluluğu koruyan bir değişikliktir. Soft fork sonrasında, eski protokolü takip eden düğümler, yeni kurallara uyumlu blokları tanımaya devam eder, ancak yeni kuralları uygulamaz. Yumuşak çatallanmaya örnek olarak SegWit (Segregated Witness) gösterilebilir. Bitcoin blockchain'inde 2017'de yapılan bir soft fork ile işlem verilerinin formatını değiştirerek blok boyutunu etkin bir şekilde artırdı ve ölçeklenebilirlik sorunlarını azalttı.

Örnek:

“Cardano, tam merkeziyetsizliğe doğru son adım olan Volaitre dönemini başlatacak olan büyük bir yükseltmenin, Chang hard fork’unun eşiğine geldi. Cardano topluluğu oyunun kurallarını değiştirecek hard fork'u merakla beklerken, bu önemli değişim hakkındaki tartışmalar tüm sosyal ağlarda ilgi görmeye başladı.”

Gas Fee (Gas Ücreti): Ethereum gibi akıllı sözleşme platformlarında, işlemleri gerçekleştirmek ve akıllı sözleşmeleri yürütmek için ödenen işlem ücretidir. Bu ücretler, Ethereum ağındaki madencilere veya doğrulayıcılara ödenir ve ağın güvenliğini ve işleyişini sürdürmelerine yardımcı olur. Gas ücreti, işlem karmaşıklığına ve ağın mevcut durumuna bağlı olarak değişir. Gas, Ethereum'un yerel kripto para birimi olan Ether (ETH) ile ödenir. Gas limiti, bir kullanıcının bir işlem için harcamaya hazır olduğu maksimum gas miktarını ifade eder. İşlem başarılı bir şekilde tamamlanmazsa, kullanılmayan gas iade edilir. Gas fiyatı, kullanıcıların işlemleri için ödemeye razı olduğu Ether miktarını ifade eder. Gas fiyatı genellikle "gwei" cinsinden ifade edilir, burada 1 gwei = 0.000000001 Ether olarak hesap edilir. Basit Ether transferleri genellikle daha düşük gas gerektirirken, karmaşık akıllı sözleşme etkileşimleri daha yüksek gas gerektirir. Örneğin, bir ERC-20 token transferi veya bir DeFi protokolü ile etkileşim, basit bir Ether transferinden daha fazla gas gerektirebilir.

Örnek:

“Ethereum yatırımcıları, SEC tarafından spot Ethereum ETF'lerinin onaylanmasını bekliyor. Bununla birlikte, ETF onayına ilişkin nihai karardan hemen önce, Ethereum gas ücreti iki ayın en düşük seviyesine düşerek Ethereum ağında büyük bir hareketsizlik olduğunu gösteriyor.”

Halving (Yarılanma): Halving, madencilik ödüllerinin yarıya indirilmesini ifade eder. Bu mekanizma, özellikle Bitcoin gibi kripto para birimlerinde uygulanır ve bu para birimlerinin toplam arzını sınırlamak için tasarlanmıştır. Halving olayları, kripto para birimlerinin arz ve talep dinamiklerini ve dolayısıyla fiyatlarını etkileyebilir. Bu, her yeni blok oluşturulduğunda madencilere verilen kripto para miktarının yarıya düşmesi anlamına gelir. Örneğin, Bitcoin'in ilk madencilik ödülü 50 BTC idi. İlk halving sonrası bu ödül 25 BTC'ye, ikinci halving sonrası 12.5 BTC'ye ve üçüncü halving sonrası 6.25 BTC'ye düştü. Halving mekanizması, kripto para birimlerinin toplam arzını sınırlamak için tasarlanmıştır. Bitcoin'in toplam arzı 21 milyon BTC ile sınırlıdır ve halving, bu sınıra ulaşma sürecini düzenler. Bu sınırlı arz, kripto para birimlerinin deflasyonist özelliklerini güçlendirir ve arzı sınırlı bir meta olma özelliği getirir.

Örnek:

“On-chain analiz platformu Glassnode tarafından aktarılan verilere göre Runes Protocol Bitcoin ağını ele geçirdi. Nisan ayında gerçekleşen Bitcoin yarılanmasıyla doğan Runes Protocol, Ordinals ve NFT’leri geride bırakmayı başardı.”

HODL (Tut): Kripto para dünyasında sıkça kullanılan bir terimdir ve "Hold" (tutmak) kelimesinin kasıtlı bir şekilde yanlış yazılmasıyla ortaya çıkmıştır. İlk olarak 2013 yılında bir Bitcoin forumunda, bir kullanıcının "I AM HODLING" (Ben tutuyorum) şeklinde yaptığı yazım hatası sonucunda popüler hale gelmiştir. O zamandan beri, kripto para topluluğu içinde sabırlı ve uzun vadeli yatırım stratejisini ifade eden bir terim olarak benimsenmiştir. HODL, kripto paraları kısa vadeli fiyat dalgalanmalarından bağımsız olarak uzun vadeli tutma stratejisini ifade eder. Bu stratejiyi benimseyen yatırımcılar, kripto paraların gelecekte büyük ölçüde değerleneceğine inanarak varlıklarını ellerinde tutarlar. HODL stratejisi, piyasanın volatilitesine karşı bir tür direnç sağlar ve duygusal kararlar almayı engeller.

Örnek:

“InvestorDaily'ye konuşan Shane Oliver, son haftalarda Avustralya piyasasında ilgi gören bu bitcoin ETF'lerinin piyasaya sürülmesinin HODL perspektifini sulandırabileceğini öne sürdü. Oliver, "Daha önce Bitcoin’e giren pek çok kişi, bir bakıma onu geleceğin para birimi, geleceğin değer deposu olarak görüyordu," dedi.

ICO (Initial Coin Offering): ICO, bir projenin kripto para birimleri karşılığında yeni oluşturulan tokenlerini sattığı ilk halka arz sürecidir. ICO'lar genellikle doğrudan proje ekibi tarafından yürütülür ve herhangi bir merkezi borsa ile iş birliği gerektirmez. Projeler, yatırımcılara sunmadan önce bir beyaz kağıt (whitepaper) yayımlar. Bu belgede projenin amacı, teknik detayları ve ICO süreci açıklanır. ICO'lar, kripto alanında hızla popüler hale geldi ve yatırımcılar bu fırsatları değerlendirmek için adeta yarıştı. 2017'nin sonuna kadar ICO'lar aracılığıyla tahmini 4,9 milyar dolar toplandı. Ancak, dolandırıcılık projelerinin ve Ponzi planlarının artışı, ICO'ların popülaritesinde ciddi bir düşüşe neden oldu. 2018'de ise, ICO'ların yerini Initial Exchange Offering (IEO) adı verilen yeni bir bağış toplama yöntemi aldı.

IEO (Initial Exchange Offering): IEO, bir kripto para borsası tarafından yürütülen token satışıdır. Borsa, proje adına tokenlerin satışını ve dağıtımını gerçekleştirir. Merkez bir borsa, projenin token satışını yönetir ve kullanıcılarına sunar. Projeler, borsa tarafından detaylı bir inceleme sürecinden geçirilir. Borsanın mevcut kullanıcıları, platformları üzerinden kolayca IEO'ya katılabilirler. IEO’lar, ICO’nun güven kaybından sonra daha fazla popüler hale gelirken, Polygon ve Elrond gibi önemli blok zinciri projelerinden bazılarını doğmasına ön ayak oldu.

IDO(Initial DEX Offering): IDO, merkezi olmayan borsalar (DEX) aracılığıyla gerçekleştirilen token satışıdır. Bu yöntem, merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymaz ve tamamen blockchain üzerinde gerçekleşir. Tokenler, IDO tamamlandıktan hemen sonra DEX'te listelenir ve ticareti başlar. IDO'lar, akıllı sözleşmeler aracılığıyla otomatik olarak yönetilir. Merkezi olmayan borsalarda likidite düşük olabilir, bu da fiyat dalgalanmalarına neden olabilir.

ÖzellikICOIEOIDO
YönetimProje ekibiMerkezi kripto para borsasıMerkezi olmayan kripto para borsası (DEX)
GüvenlikDüşük, dolandırıcılık riski yüksekYüksek, borsa incelemesi ileOrta, akıllı sözleşmelere bağlı
Düzenleyici RiskYüksekOrta, borsa tarafından yönetilirDüşük, merkezi olmayan yapı
Kullanıcı ErişimiKüreselBorsanın kullanıcı tabanıKüresel, DEX kullanıcıları
LikiditeDeğişkenYüksek, borsa desteğiyleOrta, DEX likiditesine bağlı
MaliyetDüşükYüksek, borsa ücretleriyleDüşük, düşük maliyetli DEX ücretleri

Market Cap (Piyasa Değeri): Bir varlık sınıfının veya şirketin toplam değerini ifade eden bir finansal terimdir. Kripto para birimleri, hisse senetleri veya diğer finansal varlıklar için kullanılabilir. Piyasa değeri, belirli bir varlığın toplam arzı ile birim fiyatının çarpılmasıyla hesaplanır. Genellikle 10 milyar USD'nin üzerinde piyasa değerine sahip varlıklar large cap kategorisine girer. Daha az riskli ve daha istikrarlı kabul edilirler. Large Cap’e örnek olarak, büyük teknoloji şirketleri veya önde gelen kripto para birimleri verilebilir. Genellikle 2 milyar USD ile 10 milyar USD arasında piyasa değerine sahip varlıklar mid-cap kategorisine girer. Büyüme potansiyeli yüksek ancak büyük piyasa değeri olan varlıklara göre daha risklidir. Genellikle 300 milyon USD ile 2 milyar USD arasında piyasa değerine sahip varlıklar small-cap olarak adlandırılır. Yüksek büyüme potansiyeli taşırlar, ancak aynı zamanda yüksek risk içerirler.

Örnek:

“CoinGecko, 2024'ün 2. çeyreğine ilişkin merakla beklenen kripto para raporunu yayımladı. Rapor, kripto para piyasasının performansına ilişkin ilginç istatistiklerle dolu. 2024'ün 2. çeyreğinde toplam kripto para piyasası değeri %14,4'lük bir düşüş yaşadı.”

Mining (Madencilik): Kripto para birimlerinin blockchain ağlarında yeni bloklar oluşturma ve işlemleri doğrulama sürecidir. Bu süreç, madencilik yapan kişilere (madencilere) ödül olarak kripto para birimleri verir. Madencilik, blockchain ağlarının güvenliğini ve işleyişini sağlamak için hayati öneme sahiptir. Madencilik süreci, blockchain ağına eklenen yeni işlemlerin doğrulanmasını içerir. Madenciler, işlem verilerini alır ve bu verilerin doğruluğunu kontrol eder. Doğrulanan işlemler, yeni bir blok halinde blockchain'e eklenir. Madenciler, belirli bir süre içinde (örneğin Bitcoin için yaklaşık her 10 dakikada bir) yeni bloklar oluştururlar. Her blok, doğrulanan işlemleri ve bir önceki bloğun kriptografik özetini (hash) içerir. Yeni bloklar, bir zincir oluşturacak şekilde birbirine bağlanır, bu da blockchain'in değişmezliğini ve güvenliğini sağlar. Madenciler, yeni blok oluşturma sürecinde karmaşık matematiksel problemleri çözerler. Bu problemler, "proof-of-work" (iş ispatı) konsensüs mekanizmasının bir parçasıdır. Problemi çözen ilk madenci, yeni bloğu oluşturma ve blok ödülünü alma hakkını kazanır.

Örnek:

“Bir kripto varlık analisti, madencilerin karlılığının, günlük gelirlerin halving (yarılanma) öncesi 78 milyon $'dan şu anda 26 milyon $'a düştüğünü belirtti. Madenciler, karmaşık şifrelemeleri çözmek ve Bitcoin blok zincirinde bloklar üretmek için ciddi işlemci harcıyorlar. Her blok madencilere 6,25 Bitcoin kazandırırken, madenciler bu parayı genellikle operasyonlarını finanse etmek ya da genişletmek için satıyorlar.”

NFT (Non-Fungible Token-Değiştirilemez Token): Blockchain teknolojisi üzerine inşa edilmiş ve benzersiz bir dijital varlığı temsil eden kripto tokenlara verilen isimdir. NFT'ler, dijital sanat eserleri, koleksiyon parçaları, oyun içi öğeler ve diğer benzersiz dijital varlıklar gibi çeşitli dijital içerikleri temsil etmek için kullanılır. Her NFT, diğer tokenlerden farklıdır ve bu benzersizlik, NFT'leri "değiştirilemez" kılar. Çoğu NFT, bölünemez. Bu, NFT'lerin tam olarak transfer edilmesi gerektiği anlamına gelir. Örneğin, bir sanat eseri NFT'si parçalara ayrılamaz ve sadece bir bütün olarak satılabilir. Bazı platformlar ve projeler, bölünebilir NFT'ler sunarak bu kuralı esnetebilir, ancak bu durum yaygın değildir.

Örnek:

“Geçen hafta yaşanan %8'lik artışın ardından dijital koleksiyon satışları düşüşe geçti. Bu hafta, NFT satışları toplam 104,79 milyon dolar olurken, bunların %31,31'i Ethereum blok zincirinde gerçekleşti. Solana, bir önceki haftaya göre %2,58'lik bir düşüşle 21,88 milyon dolarlık satış kaydederek ikinci sırada yer aldı. Polygon %2,08'lik önemli bir artış yaşayarak NFT satışlarında 20,07 milyon dolara ulaştı.”

Private Key (Özel Anahtar): Kriptografi ve özellikle blockchain teknolojisinde kullanılan bir güvenlik bileşenidir. Özel anahtarlar, kullanıcıların dijital varlıklarını güvenli bir şekilde yönetmelerini ve işlemlerini imzalamalarını sağlar. Kripto para cüzdanları, özel anahtarlar sayesinde kullanıcıların varlıklarına erişim sağlar ve işlemlerini yetkilendirir. Bu anahtar, son derece gizli tutulmalıdır, çünkü anahtarın kaybolması veya üçüncü şahıslar tarafından ele geçirilmesi durumunda varlıkların kontrolü kaybedilir. Özel anahtar, genellikle karmaşık bir alfanümerik dizidir ve güçlü şifreleme algoritmaları ile oluşturulur.

Örnek:

“Özel anahtarların (private key) ele geçirilmesi, 2024 yılının ilk çeyreğinde zincirleme güvenlik ihlallerinde yaşanan mali kayıpların neredeyse yarısını oluşturdu. Çarşamba günü yayınlanan bir rapora göre, bu tür saldırılar geçen yılın aynı döneminden bu yana artış gösterdi.”

Proof-of-Stake  (Hisse İspatı): Proof-of-Stake (PoS), blok doğrulama işlemlerinin, kullanıcıların sahip olduğu kripto para miktarına ve bu paraları ne kadar süreyle tuttuklarına dayalı olarak yapıldığı bir konsensüs mekanizmasıdır. İlk olarak Peercoin tarafından uygulanmış, ancak Ethereum gibi büyük projelerle popülerlik kazanmıştır. Kullanıcılar, belirli miktarda kripto parayı (stake) ağ üzerinde kilitlerler. Blok doğrulayıcıları, kilitledikleri kripto para miktarına ve diğer faktörlere göre rastgele seçilir. Seçilen doğrulayıcı, yeni bloğu oluşturur ve blok ödülü veya işlem ücretleri ile ödüllendirilir. PoS, PoW'a kıyasla çok daha az enerji tüketir, çünkü karmaşık hesaplama problemleri çözülmez. Daha düşük giriş bariyerleri, daha fazla kişinin doğrulayıcı olmasına olanak tanır, bu da merkeziyetçiliği azaltır.

Örnek:

“Vitalik Buterin, Ethereum'un Proof-of-Stake modelini değiştirmek istiyor. Ethereum'un yaratıcısı, bir blog yazısı yayımlayarak ağın yüksek doğrulayıcı sayısıyla ilişkili yükünü azaltmayı önerdi. Doğrulayıcı sayısı yaklaşık 895 bin civarında. Bu yüksek rakam merkeziyetsizliği desteklese de işlemesi gereken çok sayıda imza nedeniyle ağı zorluyor.”

Proof-of-Work (Emek İspatı): Proof-of-Work (PoW), madencilerin hesaplama gücünü kullanarak karmaşık matematiksel problemleri çözdüğü ve bu sayede blokları doğruladığı bir konsensüs mekanizmasıdır. İlk olarak Bitcoin tarafından kullanılmıştır. Madenciler, belirli bir hedef değere ulaşmak için hash fonksiyonları kullanarak matematiksel problemleri çözmeye çalışırlar. İlk doğru cevabı bulan madenci, yeni bloğu blockchain'e ekler ve blok ödülü ile işlem ücretlerini kazanır. Hashing işlemi, büyük miktarda hesaplama gücü gerektirir, bu da ağın güvenliğini sağlar. Bitcoin gibi başarılı örnekler, PoW'un etkinliğini kanıtlamıştır.

Örnek:

Avrupalı düzenleyicilerin "proof of work" olarak bilinen madencilik yöntemini yasaklamayı düşünmeleri ve bunun yerine sektörü daha az enerji tüketen "proof of stake" modeline yönlendirerek sektörün muazzam güç kullanımını azaltmaları konuşuluyor. Hacim bakımından en büyük iki kripto para birimi olan Bitcoin ve ether, blockchain dijital defterindeki tüm katılımcıların işlemleri doğrulamasını gerektiren bir proof of work modeline dayanıyor.

P2P (Peer to Peer-Kullanıcılar Arası): Merkezi bir otorite veya aracının olmadığı, doğrudan kullanıcılar arasında gerçekleşen işlemleri veya iletişimi ifade eden bir terimdir. P2P teknolojisi, bilgisayar ağları, dosya paylaşım sistemleri, kripto para birimleri ve daha birçok alanda kullanılır. P2P sistemleri, merkezi yapılar yerine dağıtık bir ağ mimarisine dayanır ve bu mimari, güvenlik, hız ve maliyet açısından çeşitli avantajlar sunar. Bitcoin ve diğer kripto para birimleri, P2P teknolojisini kullanarak merkezi olmayan bir şekilde çalışır. İşlemler, doğrudan kullanıcılar arasında gerçekleştirilir ve blockchain teknolojisi ile doğrulanır. Bu, kullanıcıların bankalar veya finansal kurumlar olmadan para göndermelerini ve almalarını sağlar.

Örnek:

“Mastercard, dijital varlıkların sınır ötesine gönderilmesi ve alınması için kullanıcılar arası bir ağ başlatıyor. Mastercard Crypto Credential adı verilen P2P ağı, Avrupa ve Latin Amerika'daki kullanıcılara hizmet verecek.”

Smart Contract (Akıllı Sözleşme): Belirli koşulların yerine getirilmesi durumunda kendi kendine yürütülen, blockchain üzerinde çalışan, değiştirilemez ve otomatik olarak uygulanabilen sözleşmelerdir. Akıllı sözleşmeler, merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan, güvenli ve şeffaf bir şekilde işlemleri yürütmek için programlanabilir. Bu sözleşmeler, genellikle Ethereum gibi blockchain platformlarında kullanılır. Akıllı sözleşmeler, bir kez blockchain'e yazıldığında değiştirilemezler. Bu, sözleşmenin koşullarının ve sonuçlarının önceden belirlenmiş ve güvenli olduğunu garanti eder. Değiştirilemezlik, tarafların sözleşmeye güven duymasını sağlar. Akıllı sözleşmeler, borç verme, sigorta poliçeleri, yatırım anlaşmaları ve ticaret finansmanı gibi finansal işlemleri otomatikleştirebilir. Örneğin, bir sigorta poliçesi akıllı sözleşmesi, belirli bir olayın gerçekleşmesi durumunda otomatik olarak tazminat ödemesi yapabilir.

Örnek:

“Akıllı sözleşme platformlarının öncüsü olan Ethereum, birkaç yıldır merkezi olmayan uygulamalar (DApps) ve akıllı sözleşmeler için tercih edilen bir platform olmuştur. Bununla birlikte, başarısı onu saldırganlar için de birincil hedef haline getirmiştir.”

Stablecoin (Stabil Kripto Para): Kripto para birimleri dünyasında, değeri sabit bir varlığa (genellikle fiat para birimleri, emtialar veya diğer kripto para birimleri) endekslenmiş olan bir tür dijital varlıktır. Stablecoin'ler, volatiliteyi minimize etmeyi ve stabil bir değeri korumayı amaçlar. Bu, stablecoin'leri, ticaret, ödemeler ve değer saklama gibi çeşitli kullanım alanları için çekici kılar. Fiat para ya da itibari para, altın veya gümüş gibi fiziksel bir emtia tarafından değil, bir devlet tarafından desteklenen para birimidir. Bu tür stablecoin'ler, 1:1 oranında fiat para birimleri (örneğin, USD, EUR) ile desteklenir. Her bir stablecoin, eşdeğer miktarda fiat para ile rezervde tutulur. En popülerleri Tether (USDT) ve USD Coin’dir. (USDC) Bir diğer stablecoin örneği kripto para destekli stablecoinler’dir. Bu stablecoin'ler, diğer kripto para birimleri ile teminatlandırılır. Genellikle aşırı teminatlandırma kullanılır, yani stablecoin'in değerinden daha fazla kripto para rezervde tutulur. Stablecoin'ler, değeri sabit bir varlığa endekslendiği için düşük volatiliteye sahiptir. Bu, kullanıcıların fiyat dalgalanmalarından korunmalarını sağlar.

“Geçtiğimiz birkaç yılda Tether, stablecoin piyasasında neredeyse monopol duruma gelmişken, son dönemde USDC'ye pazar kaybediyor. Kaiko Research’ün 2024 Kripto Piyasası Raporu'nda bu değişimi bariz bir şekilde görünüyor. Buna göre, Tether’in pazar payı 2023'te %82 iken 2024'te %74'e düştü. Ayrıca, USDT'nin 24 saatlik işlem hacmi %8,8 düşüşle 38,65 milyar dolara geriledi.”

Stake (Kilitlemek): Blockchain ve kripto para dünyasında, kullanıcıların belirli bir miktar kripto para birimini belirli bir süre için kilitleyerek (staking) ağın güvenliğini sağlama, işlemleri doğrulama veya çeşitli ödüller kazanma sürecini ifade eder. Stake etmek, genellikle Proof-of-Stake (PoS) ve türevleri olan konsensüs mekanizmalarında kullanılır. Bu mekanizmalarda, doğrulayıcılar (validators) veya delegeler, kripto para birimlerini ağda kilitleyerek blok doğrulama işlemlerine katılırlar. Doğrulayıcılar, ağda yeni blokları doğrulayan ve oluşturan katılımcılardır. Belirli bir miktar kripto parayı stake ederek bu role hak kazanırlar. Stake ederek, kullanıcılar pasif gelir elde edebilirler. Stake ödülleri, kullanıcıların kilitledikleri kripto paralar üzerinden ek tokenler veya işlem ücretleri kazanmalarını sağlar.

Örnek:

Bitcoin destekli bir blok zinciri Core Chain artık yatırımcıların BTC'lerini stake etmelerine izin verecek. Stake tokenleri, kullanıcıları belirli bir süre boyunca genellikle tek haneli rakamlarda bir yüzde getiri ile ödüllendiriyor. Bu, herkesin bildiği gibi, proof-of-stake blok zincirlerine has bir işlem. Proof of Work kullanan Bitcoin'deki yatırımcılarının etmeleri daha önce mümkün değildi.”

Yenilikçi temel analiz platformuFintables'ı ücretsiz deneyin