Sektörel Görünüm - Ekim Ayında Bankacılık
Bankacılık sektörünü mercek altına aldığımız bültenimiz yayında. Bültende ay boyunca ağırlıklı olarak BDDK ve TCMB tarafından paylaşılan verileri inceleyip sektöre yönelik önemli gelişmeleri derliyor, sektör yetkililerinin mevcut gidişata yönelik yapmış oldukları açıklamaları sunuyoruz. Keyifli okumalar.
Veriler
✦ Bankacılık sektörünün karlarındaki bozulma devam ediyor. BDDK verilerine göre sektörün ağustos ayındaki net karı 34.054 milyon TL ile geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla %40, temmuz ayına kıyasla %1,83 düştü. Sermaye yapısı bakımından sektörün alt kırılımları incelendiğinde, ağustos ayında net karların yerli özel mevduat bankalarda %78, kamu bankalarında %47 düştüğünü, yabancı mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarında ise %7 ve %140 yükseldiğini görüyoruz.
Ağustos 2024 | Yıllık Net Kar Değişimi (%) | Aylık Net Kar Değişimi (%) |
---|---|---|
Sektör Geneli | -40,44 | -1,83 |
Yerli Özel Mevduat | -77,63 | -2,98 |
Yabancı Mevduat | 6,57 | -5,89 |
Kamu | -46,65 | -8,37 |
Katılım | -61,37 | -47,13 |
Kalkınma ve Yatırım | 140,05 | 55,54 |
✦ Sektörün takip ettiğimiz önemli rasyolarından net faiz marjı ve sermaye yeterlilik oranı ağustos ayı sonunda sırasıyla %2,15 ve %16,97 olarak gerçekleşti. Her iki oran da geçtiğimiz yıl sonuna kıyasla daha düşük seviyelerde kalmaya devam etse de net faiz marjında önceki aya kıyasla bir miktar iyileşme yaşandı. Net faiz marjı temmuz ayında %1,95, sermaye yeterlilik oranı %17,02’ydi.
✦ Sektör genelinde eylül ayında enflasyon arındırılmış toplam kredi büyüklüğü hem bir önceki aya hem de 2023’ün eylül ayına göre gerileme kaydetti. Toplam kredilerdeki yıllık ve aylık reel gerileme oranı %6,51 ve %0,63 olurken bunun alt kırılımları incelendiğinde yine ticari kredi tarafındaki düşüşün daha belirgin olduğunu gözlemledik. Bireysel kredi hacmindeki düşüş yıllık bazda %4,23 olurken ticari kredilerdeki azalış %7,17 oldu.
✧ Kredi büyümelerinde negatif bir seyir hakimken bu mevcut kredilerin kompozisyonu da bankalarca alınan önlemlere rağmen kötü gidişatını sürdürmekte. Takipteki alacakların toplam kredilere oranı son altı ayın altısında da yükseldi. 2023’ün Eylül ayında %1,53 olan söz konusu oran Ağustos 2024’te %1,73’e, Eylül 2024’te %1,75’e çıktı. Bir yandan da son dönemde bankaların bu rasyolarındaki ve dolayısıyla bilançolarındaki bozulmanın önüne geçmek, bir yandan da likidite sağlamak için pek çok tahsili gecikmiş alacak satışı gerçekleştirdiğini takip ediyoruz. Normalde bankaların ortalama 2-3 yıl hukuki takipten sonra tahsil edemedikleri alacakları, ihale yoluyla varlık yönetim şirketlerine temlik etmesine aşinaydık. Fakat günümüzde bu sürelerin çok daha kısa sürelere, 2-3 aylara gerilediğini gözlemliyoruz.
✧ Geçtiğimiz ay BDDK'nın bu alacakların bireysel tarafıyla ilgili, dar ve orta gelirli borçluları biraz daha rahatlatmaya yönelik yeni bir karar aldığını gördük. Buna göre, bireysel kredi kartlarında asgari ödeme tutarını karşılayamayanlar, mevcut borçlarını 60 aya kadar taksitlendirebilecek. Bu süreçte, her ay taksit tutarı asgari ödeme tutarına eklenirken yapılandırılan borcun yarısı ödenene kadar kart limitinde artış yapılmayacak.
✦ Ağustos ayının sonunda, TCMB'nin KKM’den mevduata geçişteki aylık artış hedefini 0,8 puana yükseltme adımını attığını gözlemlemiştik. Bu adımın mevduat faizlerinde artışa yol açması bekleniyordu ve öyle de oldu. Ağustos ayında bankalarca 3 aya kadar açılan vadeli TL mevduat faizleri ortalama %59,01 seviyelerinde gerçekleşirken eylül ayında %60’lı seviyelerin üzerini test ederek kısmi bir yükselişle %59,68 olarak kaydedildi.
✦ Kur Korumalı Mevduatın toplam mevduatlar içindeki payı eylül ayı içerisinde gerilemeye devam etse de bu gerilemenin hızında bir miktar yavaşlama gözlemliyoruz. 29 Ağustos haftasında 1.594 milyar TL olan kur korumalı mevduat tutarı, 27 Eylül haftasında 1.511 milyar TL’ye düştü. KKM’nin toplam mevduat içindeki payı da son bir ayda %9,14’ten %8,43’e geriledi. Eylülden önceki son üç ayın üçünde de KKM tutarında 100 milyar TL’nin, toplam mevduat içindeki payında da 100 baz puanın üzerinde düşüşler kaydedilmişti.
✦ Ağustos ayında eğitim tarafındaki etkiyle yükseliş gözlemlediğimiz kredi kartı harcamalarında eylül ayı itibariyle tekrardan bir yavaşlama göze çarpıyor. 2023 Eylül ayında 918 milyar TL, 2024 Ağustos ayında 1.565 milyar TL olan toplam kredi kartı harcaması, geçtiğimiz ay 1.283 milyar TL oldu. Enflasyondan arındırılmış haliyle kredi kartı harcamaları yıllık bazda %6,47, aylık bazda da %20,33’lük daralma kaydetti. Harcamaların yıllıktaki değişimine büyüme yönünde en fazla katkı sağlayan ilk 3 alan; %24,53 ile kuyum, %13,04 ile doğrudan pazarlama ve %10,30 ile kamu/vergi ödemeleri olurken daralma yönünde en büyük katkıyı sağlayan ilk 3 alan ise -%32,22 ile havayolları, -%32,21 ile elektrik/elektronik eşya/bilgisayar ve -%27,08 ile sigorta oldu.
✧ Bu harcamaların yapıldığı kredi kartlarındaki yüksek faizler, kartını ödeyemen kişi sayısının artmasını beraberinde getiriyor. Haziran ayı verilerine göre bu söz konusu artış geçen yılın aynı dönemine kıyasla 71.987, bir önceki aya kıyasla 26.368 kişi oldu. Böylece kredi kartı borcunu ödeyemeyen toplam kişi sayısı 168.396'ya ulaşarak zirve seviyesini yeniden tazeledi.
✦ TCMB, rezervlerinde rekor tazelemeye devam ediyor. Merkez Bankası’nın 3 Ekim’de yayınladığı son verilere göre 27 Eylül haftasında rezervler, bir önceki haftaya göre 998 milyon dolar artarak 157 milyar 390 milyon dolara yükseldi. Bu seviye, tüm zamanların en yüksek rezerv düzeyi. Swap hariç net rezervlerdeki artış da dikkat çekiyor. 27 Eylül haftasında swap hariç net rezervler 31,7 milyar dolara çıktı. Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinde, 6 Mayıs 2023 haftası itibariyle 98 milyar 458 milyon dolar seviyesinden başlayan yükseliş trendi, yıl boyunca dikkat çekici bir ivme kazandı. 22 Aralık 2023 haftasında rezervler 145 milyar 453 milyon dolara ulaştıktan sonra bir süre gerileme gözlendi ve yerel seçimler öncesi hanehalkının artan döviz talebi ile birlikte 29 Mart haftasında 123 milyar 126 milyon dolara kadar geriledi. Nisan ayında seçim baskısının kalkması ile yeniden başlayan yükseliş trendi, bazı haftalarda kesintiye uğrasa da genel olarak sürdü ve 27 Eylül itibariyle 157 milyar 390 milyon dolar seviyesine ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.
Gelişmeler
✦ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, 19 Eylül’de gerçekleştirdiği toplantısında politika faizini beklentilere paralel olarak %50 seviyesinde sabit tuttu. Böylece faizlerin üst üste sabit bırakıldığı altıncı toplantıyı geride bırakmış olduk. Karar metninde ise önceki toplantılara kıyasla önemli farklılıklar mevcut. Yurt içi talebin enflasyon üzerindeki baskısının azalması, metinde dikkat çeken en önemli nokta. Önceki metinlerde sadece 'işaret edilen' bu durumun, bu kez üçüncü çeyrek verileri ile teyit edildiği vurgulanıyor. Ayrıca, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenirken, daha önce bu iyileşmenin gecikmeli olacağı belirtilmişti. Bu kez tarih verildiğini görüyoruz. TCMB, enflasyonda kalıcı bir bozulma olması durumunda para politikası araçlarının etkin şekilde kullanılacağını da vurguluyor. Bu ifade, önceki metinlerdeki “para politikasının sıkılaştırılacağı” ifadesinden farklı olarak daha esnek bir politika sinyali veriyor. Diğer taraftan enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından hala bir risk oluşturduğuna dikkat çekilirken aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği mesajı veriliyor.
✧ 3 Ekim Perşembe günkü enflasyon verisi öncesi hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki finansal aktörlerin beklentileri, TCMB’nin faiz indirimlerine kasım ayında başlayacağı yönünde şekillenmekteydi. Fakat beklentilerin üzerinde gelen TÜFE, bu beklentilerin ötelenmesine sebep oldu. Goldman Sachs ve JPMorgan, daha önce kasım ayında bir faiz indirimi beklerken bu tahminlerini ocak ayına ertelediler. İngiliz bankası Barclays, indirim tarihinin sonraki aylara kayabileceğine dikkat çekti. ING, açıkladığı raporda kasım ayında indirim olma olasılığının azaldığını belirtirken BBVA da ilk indirim beklentisini aralık ayına erteledi.
✦ BDDK, bankaların sermaye yeterliliği hesaplamalarında değişikliğe giderek ihtiyaç kredileri, bireysel kredi kartları, taşıt ve konut kredilerine uygulanan ek risk ağırlıklarını kaldırma kararı aldı. Daha önce Temmuz 2023'te alınan kararla bu ürünlerdeki risk ağırlıkları artırılmış, bu sayede bankaların söz konusu krediler için daha fazla sermaye ayırması ve kredi talebinin sınırlanması hedeflenmişti. Ancak son düzenleme ile bu artıştan vazgeçilerek önceki oranlara geri dönüldü. Buna göre kredi kartlarında risk ağırlıkları 1-6 ay vadede %100, 6 aydan uzun vadelerde %150; ihtiyaç kredilerinde 1-12 ay vadede %100, 12 aydan uzun vadelerde %150; taşıt kredilerinde ise %75 olarak belirlendi.
✦ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) "Merkezin Güncesi" blogunda yayınlanan "Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış" başlıklı analizde, konkordato talebinde bulunan firmaların genel borçluluk seviyelerinin yüksek, likidite oranlarının ise düşük olduğuna dikkat çekildi. Analize göre, konkordato başvurusunda bulunan firmaların ticari borçlarının toplam varlıklara oranı %36 iken, bu oran diğer firmalarda %11 seviyesinde. Ayrıca, konkordato ilan eden firmaların kısa vadeli yükümlülüklerine oranla kasa ve banka hesaplarının medyanı %2 civarındayken, diğer firmalarda bu oran %8 civarında bulunuyor. Analizde, 2024 yılında konkordato talebinde bulunan firmaların %41’inin temerrüt halinde, %61’inin yüksek borçlu ve %26’sının düşük likiditeye sahip olduğu belirtiliyor. Araştırmada, parasal sıkılaştırmanın başladığı 2023 yılı öncesinde de bu firmaların finansal sorunlar yaşadığı vurgulanıyor. Son olarak, TCMB’nin reel sektör firmalarının finansal durumlarını ve konkordato süreçlerini ekonomik büyüme, finansal istikrar ve arz zincirinin devamlılığı açısından yakından izlediği ifade ediliyor. Konkordato talep eden firmaların ekonomideki paylarının sınırlı olduğu, ancak firmalar arası ticaretin konkordato süreçlerinden etkilendiği belirtildi.
✦ Financial Times tarafından derlenen verilere göre Avrupa hükümetleri, geçmişte batmalarını önlemek amacıyla satın aldıkları banka hisselerinden, son bir yıl içinde 16 milyar euroyu aşan tutarda çıkış yaptı. Son dönemde Avrupa’da izlenen yüksek faiz oranları, bankaların kârlarını artırarak hisse fiyatlarını olumlu etkiledi. Hükümetlerin de bu artıştan faydalanarak satışlarını hızlandırdığını görüyoruz. Yunan hükümeti, dört farklı bankadaki satışlardan 2,7 milyar euro, İngiltere NatWest'teki hisse satışından 5,5 milyar sterlin gelir sağladı. Öte yandan, Hollanda ve İrlanda hükümetleri de AIB ve ABN AMRO’dan 2,6 milyar ve 1,2 milyar euro tutarında çıkış gerçekleştirdi.
✦ Avrupa demişken… Avrupa bankacılık sektöründe çok önemli bir yer tutan ve toplam kredi portföyünün yarısını oluşturan mortgage kredilerinde bu yıl büyüme beklenmiyor. 2022’de pandemi sonrası düşük faiz döneminde %4,9’luk büyüme yaşanmıştı. 2006’dan beri toplanan veri setinde en düşük büyüme 2014’te 0,2 olarak kaydedilmişti. Bu sene büyüme oranının 2014’ün altında kalması bekleniyor. Global danışmanlık şirketi EY’dan Omar Ali, “Konut piyasası, bu yıl durağan büyümeyle en çok etkilenen alan olmaya devam ediyor ancak yaşam ve borçlanma maliyetleri düştükçe, konut alımlarında kredi talebi yeniden canlanmaya başlayacak” dedi. EY, faiz indirimleri ve enflasyonun yavaşlaması ile baskıların hafiflemesini, mortgage kredilerinin 2025'ten itibaren toparlanmasını ve %3,1'e ulaşmasını, 2026’da ise %4,2'ye çıkmasını öngörüyor.
✦ Financial Times’ın yaptığı çalışmaya göre, Fed’in 2,5 yıl süren yüksek faiz döneminde ABD’de bankacılık sektörü, 1 trilyon dolar kar elde etti. Bankalar, Fed’de bulunan mevduatlarından yüksek getiriler sağlarken, mudilere daha düşük mevduat oranları sundular. Federal Mevduat Sigorta Kurumu’nun (FDIC) ABD’de 4 bin banka verisi üstünden yaptığı çalışmalar, bankaların bu sayede kar marjlarını artırdığını gösteriyor. Veriler, 2024’ün ikinci çeyreği sonunda ortalama ABD bankasının, mevduat sahiplerine yıllık %2,2 faiz ödediğini ortaya koydu. Bu oran, iki yıl önceki %0,2'den daha yüksek olsa da, bankaların Fed'den alabileceği %5,5’lik gecelik faiz oranının oldukça altında kaldı. ABD’nin en büyük iki bankası JP Morgan ve Bank of America’nın yıllık mevduat maliyetleri sırasıyla %1,5 ve %1,7 olarak kaydedildi.
Sektörden Açıklamalar
✦ İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türkiye İş Bankası’nın 100. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen konferansta Türkiye ekonomisine yönelik çeşitli açıklamalar yaptı. Aran, fiyatlama davranışlarındaki değişimin ve dezenflasyonist sürecin başladığını belirtirken ‘’Bu durumu portföylerimizde ve hayatlarımızda görmeye başladık’’ ifadesini kullandı. Ayrıca yıl sonuna kadar bu sürecin iyice belirginleşmeye başlayacağına işaret eden Aran, 2025’e girildiğinde artık fiyatlama davranışlarının tamamen değiştiğini görmeyi ve yanlış bir fiyat ile pazarda kalanlar için zor bir yıl olmasını beklediklerini söyledi. Aran, TCMB ve BDDK’nın kredi kartı düzenlemelerine ilişkin, “Son düzenlemeyi kredi kartındaki sıkışmayı çözen, gecikmenin daha kolay yönetilmesini sağlayan ve bu sürede de kart kullanımına imkan veren yapıda olması açısından sağlıklı buluyorum. Fakat bu düzenlemeler olmadan dengenin oluşması daha sağlıklı olacaktır, onun da zamanı umarım bir an önce gelir.” dedi. Hakan Aran, Türkiye’nin kredi notundaki artışa ilişkin ise “Kredi kuruluşlarından gelen not artırımları disiplinli duruşumuzun karşılığı oluyor ve artırımların devam edeceğini düşünüyorum. Orta Vadeli Program’ı bitirdiğimizde, umarım 2026 yılı içinde ‘yatırım yapılabilir’ nota tekrar geliriz ve kıymetini bilip kaybetmemek için elimizden geleni yaparız." ifadelerini kullandı.
✦ Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Finansal Kurumlar Yönetici Direktörü Francis Malige, Anadolu Ajansı’na Türk bankacılık sektörü hakkında değerlendirmelerde bulundu. Malige, “Türk bankacılık sektörü güçlü sermaye ve likidite tamponlarına sahip. Bu durum zorluklar olmadığı anlamına gelmiyor. Şu an sektördeki en büyük zorluk yüksek faiz ortamının yarattığı istikrarsızlık ancak artık daha istikrarlı bir makroekonomik politika olduğu için bankalar bu belirsizlikten çıkıyor. Öte yandan, sektörde karlılık biraz dalgalı ama yine de sağlıklı karlılık seviyelerinin devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle bankaların karlılığı konusunda endişeli değilim. Türk bankaları güçlü sermayeli ve bankalarla ilişkilerimizden oldukça memnunuz. Yılın bu dönemi itibarıyla Türk bankacılık ve finans sektöründeki yatırımlarımız 600 milyon euro seviyesinde ama yıl henüz bitmedi ve yıl sonuna kadar devam edeceğiz.” dedi.
✦ Oyak Yatırım Araştırma Müdürü Dr. Övünç Gürsoy, Bloomberg HT’de bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gürsoy, “Sektörde dördüncü çeyreğin daha iyi olmasını bekliyoruz. Kasım, aralık gibi faiz indirimleri başlarsa bu da mevduata hızlı yansıyabilir. Mevzuatın vadesi kısa, 30 gün civarında. Bu da bankalar için genişletici bir etki yapar. Onun için 3. çeyrek biraz iyi olacak ama 4. çeyrek daha iyi olacak gibi gözüküyor. Ancak genel itibarıyla aslında çok da parlak bir sene değildi 2024. Zaten şu ana kadar gelen bilançolar da bunu gösteriyor bize. 2025 için daha güçlü performans bekliyoruz. Bunun da ana sebebi, itici faktör, faiz indirimlerinin başlayacak olması ve o indirim döngüsüne girecek olmamız.” ifadelerini kullandı.
Diğer İçeriklerimizi incelemek için;