Ana eğilimde düşüş sinyali
27 Haziran Cuma gününden herkese günaydın, Fintables Bülten’e hoş geldiniz.
☑ Para Politikası Kurulu özeti, haziran enflasyonunda ana eğilimin düşüşünü sürdürdüğüne ve özellikle temel mallar ile kira dışı hizmetlerde ılımlı bir seyir izlendiğine işaret ediyor.
☑ Haziranın üçüncü haftasında yabancı yatırımcılar hisseden çıkarken tahvile yöneldi. Döviz ve altın mevduatlarında çözülme hızlandı. Rezervlerde ise belirgin bir bozulma görülüyor.
☑ TÜSİAD’ın yeni yayımlaya başladığı Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi, Türkiye’nin üretim maliyetlerinin özellikle iş gücü ve ara malı kalemlerindeki artışlar nedeniyle rakip ülkelere göre gerilediğini gösteriyor.
☑ ABD-Çin anlaşması, G-7 muafiyeti ve zayıf işsizlik verisiyle artan faiz indirimi beklentileri Wall Street’i yukarı taşırken, gözler bugün açıklanacak çekirdek PCE verisinde.
Okuma süresi: 4 dakika 43 saniye.
Ajanda
1️⃣ Türkiye İstatistik Kurumu, haziran ayı ekonomik güven endeksi ile 2024 yılı sanayi ürün istatistiklerini açıklayacak.
2️⃣ CHP’nın kurultaya ilişkin 30 Haziran’da görülecek dava öncesinde haber akışı takip ediliyor.
3️⃣ İran ve İsrail arasında varılan ateşkesin ardından yaşanan gelişmeler takip ediliyor.

PPK
Haziran enflasyonuna dair Para Politikası Kurulu özetinden ilk sinyalleri alıyoruz. Mevsimsel etkilerden arındırılmış göstergeler, temel mal grubunda artış hızının yavaşladığını, hizmet enflasyonunun ise yatay seyrettiğini gösteriyor. Özellikle dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışları sınırlı kalmış. Ulaştırma hizmetlerinde bayram etkisiyle bir miktar artış görülmesi bekleniyor ancak kira dışı hizmet gruplarında ılımlı bir tablo var. Gıda tarafında taze meyve fiyatlarında don nedeniyle artış yaşanmış ancak sebze fiyatlarındaki düşüş bu etkiyi dengelemiş görünüyor. İşlenmiş gıdada da düşük enflasyon dikkat çekiyor.
Enerji grubunda ise Brent petrol fiyatlarının yeniden yükselişe geçmesi ve şebeke suyu zammı nedeniyle bir miktar baskı görebiliriz. Ancak elektrik tarifelerinde Son Kaynak Tedarik Tarifesi kaynaklı kısmi bir gevşeme beklentisi var. Üretici fiyatlarında ise yıllık bazda sınırlı bir artış görülmüş, ancak uluslararası emtia fiyatlarının önceki aylardaki düşüşünün haziranda tersine dönmeye başladığı belirtilmiş. TCMB, haziran enflasyonunun ana eğilimdeki düşüşün devam ettiğini teyit eden bir görünüm sunduğunu vurguluyor. Kira artışlarının hem yeni sözleşmelerde hem de değerleme raporlarında yavaşladığı, öncü göstergelerle destekleniyor.
Menkul kıymet ve rezervler
Yabancı yatırımcı tarafında haziranın üçüncü haftasında hisse senetlerinden çıkış, tahvile giriş gözlemliyoruz. TCMB verilerine göre yabancılar 109 milyon dolarlık hisse satarken, DİBS tarafında 686 milyon dolarlık alım yaptı. Son altı haftalık tabloya bakınca hisse tarafında sınırlı da olsa yabancı girişi devam ediyor ama yılbaşından bu yana tablo karışık. 2025 genelinde hisse tarafında toplam 491 milyon dolarlık giriş var ama DİBS tarafında nette 3,6 milyar dolarlık satış söz konusu. Bu tabloya ÖST de eklenince 2025’te toplam 2,7 milyar dolarlık bir menkul kıymet çıkışı karşımıza çıkıyor. 2024’teki 13,4 milyar dolarlık net girişe kıyasla zayıf bir seyir var.
Mevduat tarafında da çözülme var. 20 Haziran haftasında döviz tevdiat hesapları toplamda 1,5 milyar dolar geriledi. Kur etkisinden arındırıldığında düşüş 477 milyon dolar. Altın talebindeki azalma dikkat çekici. Yine aynı haftada Kur Korumalı Mevduat’tan 273 milyon dolarlık çıkış yaşandı. KKM bakiyesi 14,2 milyar dolara geriledi. Rezerv tarafında ise bozulma eğilimi hız kazandı. 20 Haziran haftasında brüt rezervler 3,6 milyar dolar, net rezervler ise 6,7 milyar dolar düştü. Net rezervler yeniden 48 milyar dolara geriledi.

Rekabet Gücü Endeksi
TÜSİAD’ın dün ilk kez yayımlamaya başladığı Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi (TÜSİAD-RGE), Türkiye’nin ihracatçı imalat sanayi sektörlerinde üretim maliyetlerinin, başta Avrupa olmak üzere 31 rakip ülkeyle karşılaştırmalı analizini sunuyor. Endeksin amacı, Türkiye’nin rekabetçiliğini yalnızca iç verilerle değil, dış dünyayla kıyaslayarak ölçmek. 2025 yılı birinci çeyrek verilerine göre TÜSİAD-RGE 86,1 seviyesinde gerçekleşti. Endeks çeyreklik bazda yatay kalsa da, yıllık bazda %8,9 oranında geriledi. Bu gerileme, Türkiye’nin dolar bazlı üretim maliyetlerinin rakip ülkelere göre daha hızlı yükseldiğini ve bu nedenle maliyet bazlı rekabet gücünü kaybettiğini gösteriyor. Bu kaybın nedenlerine baktığımızda; ara malı maliyeti yıllık düşüşün en büyük kaynağı olmuş. Endeksteki 4,8 puanlık kayıp bu kalemden geliyor.
İş gücü maliyeti, endekse 3,2 puanlık olumsuz katkıda bulunmuş. Özellikle 2022’den itibaren artışa geçen iş gücü maliyeti, 2024’te tarihi zirveyi gördükten sonra sınırlı bir düzeltme yaşamış. Ancak rakip ülkelerdeki yatay seyre kıyasla Türkiye’nin hala yüksek kaldığı anlaşılıyor. Finansman maliyeti, artış hızını yavaşlatsa da hâlâ yüksek. 0,9 puanlık negatif katkı sağlamış. Türkiye’de faizlerin yüksek kalması, firmaların sermaye maliyetini artırıyor. Rakip ülkelerde bu maliyetin düşmesi, Türkiye’yi daha da dezavantajlı duruma sokuyor. Enerji maliyeti ise olumlu tek kalem. Son iki çeyrekte %11 oranında gerileyerek rekabet gücünü desteklemiş. Ancak enerji maliyetlerindeki bu düşüş, iş gücü ve ara malı gibi daha yüksek ağırlıklı kalemleri telafi edecek düzeyde değil.
Atıştırmalıklar
📈 ABD’nin Çin ile ticaret anlaşması yaptığını açıklaması ve G-7 ülkelerinin tarifelerden muaf tutulacağının duyurulması, piyasalarda risk iştahını artırdı. Özellikle Kasım 2021’den bu yana en yüksek seviyeye çıkan işsizlik maaşı başvuruları, Fed’in bu yıl üç faiz indirimi yapabileceği beklentisini güçlendirdi. Bu iyimserlikle Wall Street endeksleri yükselirken, Nasdaq 100 rekor tazeledi, S&P 500 de günü %0,8 artışla tamamladı. Dolar endeksi düşerken ABD tahvil getirileri geriledi. Bugün açıklanacak olan çekirdek PCE verisi, bu fiyatlamaların yönü açısından kritik olacak. Beklentinin altında gelecek bir veri, Fed’in Temmuz yerine Eylül’de faiz indirimine başlaması senaryosunu kuvvetlendirebilir.
⚖️ Son birkaç gündür iç siyasetteki haber akışına dönüş yaptık. CHP kurultayı için 30 Haziran’da görülecek dava, 2023’teki kurultayın usulsüz olduğu iddiasına dayanıyor. Mahkeme kurultayı geçersiz sayarsa genel başkan Özgür Özel’in görevi düşebilir, yerine bir önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu dönebilir. Kılıçdaroğlu’na yakın isimler bu ihtimale karşı hazırlık yaparken, mevcut yönetim genel merkezden çıkmayacaklarını ve hızla yeni bir kurultaya gideceklerini söylüyor. Davanın olası sonuçlarından biri de kayyum. Kılıçdaroğlu’nun “Partiyi kayyuma bırakmam” açıklaması genel başkanlığa geri dönüşe açık kapı bırakıyor.
🚗 Ticaret Bakanlığı, otomotiv piyasasında spekülatif fiyatlar ve stokçuluğa karşı yürüttüğü düzenlemelerin etkili olduğunu belirterek, hem 6 ay-6 bin km satış kısıtı hem de ilan fiyat sınırının 1 Ocak 2026’ya kadar uzatıldığını duyurdu. Yetkili bayiler ve galerilere uygulanan denetimler sonucunda 146 milyon liraya yakın ceza kesildiği belirtilirken, yeni dönemde yetki belgesi olmadan bir yıl içinde 3’ten fazla satış yapan gerçek ve tüzel kişilerin de kapsama dahil edileceği açıklandı. Bakanlık, noterler aracılığıyla bu satışların önlenmeye devam edeceğini ve ilave adımların da gündemde olduğunu vurguladı.
📉 WSJ’nin, Trump’ın Fed Başkanı Powell’ın görev süresi dolmadan yerine atayacağı ismi yaz aylarında açıklayabileceğine dair haberinin ardından Beyaz Saray’dan zamanlamaya ilişkin net bir yalanlama geldi. Habere göre bir yetkili, Trump’ın kararını erteleyeceğini ve farklı güçlü adaylar üzerinde değerlendirme yaptığını belirtti. Haberin ardından piyasada “gölge başkan” etkisiyle Fed’in daha güvercin bir yola girebileceği beklentisi oluşurken, dolar zayıfladı, tahvil fiyatları yükseldi. Powell’ın yerine adı geçen Kevin Hassett ise doğrudan cevap vermese de, faiz indiriminin artık başlaması gerektiğini vurguladı.
💬 Trump, Beyaz Saray’daki açıklamalarında Çin ile bir ticaret anlaşması imzaladıklarını duyururken, Hindistan ile de “çok büyük” bir anlaşmanın yolda olduğunu söyledi. “Hindistan’ı açacağız, Çin’i de açmaya başladık” diyerek bu ülkelerle ekonomik ilişkilerin derinleştiğini belirtti. Bazı ülkelere ise yalnızca teşekkür mektubu gönderip yüksek tarifeler uygulayacaklarını vurguladı. Öte yandan, Fed Başkanı Powell’a yönelik eleştirilerini yineleyen Trump, “Faiz oranlarını düşürecek birine ihtiyacımız var, bu adam işini yapmıyor” dedi. İki puanlık faiz indiriminin 600 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağını iddia eden Trump, ABD’nin yüksek faiz oranlarını “utanç verici” bulduğunu ve en düşük faiz oranına sahip ülke olması gerektiğini savundu.