Sektörel Görünüm - Mart 2025 Enerji Bülteni
Yeni ayın ilk bülteninden herkese merhaba,
Yine enerji bülteniyle başlıyoruz. Bu ayın sektör açısından en önemli iki gelişmesi soğuklar ve yaşanan kuraklığın devamıydı. Şubatın son 10 gününde yaşadığımız soğuklar doğal gaz tüketimimizi artırırken, kurak dönem HES'lerden katkı almamıza aralık ve ocak ayında olduğu gibi şubat ayında da olanak vermedi. Şubat sonunda görülen kar yağışlarıyla mart ayında hidro katkısı almamız olası gözüküyor. Bültende ayın öne çıkan enerji gelişmelerine ve sektörel demeçlere yer verdik.
Herkese keyifli okumalar.
Veriler
✦ Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi, şubat ayında 27.982.807 MWh olarak kaydedildi ve geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla %5,60’lık bir artış gösterdi. Ancak 2024 yılının artık yıl olması nedeniyle 29 gün sürdüğünü dikkate aldığımızda, yalnızca ilk 28 gün üzerinden yapılan karşılaştırmada tüketimde yıllık bazda %9,33’lük daha belirgin bir büyüme yaşandığı görülüyor. Bu oran, son 8 ayın en yüksek seviyesine ulaşarak dikkat çekici bir yükselişi işaret ediyor. Ayrıca şubat ayındaki günlük ortalama elektrik tüketimi de bir önceki ayın %3,28 üzerinde gerçekleşti.
✦ Elektrik talebindeki yükseliş, son aylarda etkisini sürdüren kuraklığın şubat ayında da devam etmesiyle birleşince, piyasa takas fiyatları ocak ayının ardından şubat ayında da yıllık bazda artış gösterdi. Ortalama PTF şubat ayında bir önceki senenin %7,7 üzerinde 68,75 USD olurken ocak ayına kıyasla %2,92 düştü.

✦ Uzun süredir devam eden ve enerji piyasalarını da etkileyen kuraklık döneminin ardından, şubat ayında yurdun büyük bir bölümünde kar yağışları etkili oldu. Ancak, bu kar örtüsünün hidroelektrik santraller (HES) aracılığıyla elektrik üretimine dönüşmesi zaman aldığından, yenilenebilir enerji üretimi geçmiş ortalamalara kıyasla düşük kaldı. Bu durumun etkisiyle, yenilenebilir kaynakların toplam üretimdeki payı Şubat 2024’te %47,88 seviyesindeyken, Şubat 2025’te %34,60’a geriledi. HES’lerin toplam üretimdeki payı %29’dan %16’ya gerilerken doğal gaz santrallerinin üretimdeki payı %12’den %29’a yükseldi.


Gelişmeler
✦ BOTAŞ’ın internet sitesinde yayımlanan tarife tablosuna göre, mart ayında mesken, sanayi ve elektrik üretim amaçlı doğal gaz tarifelerinde değişiklik yok. Buna göre, konut tüketicileri için dağıtım şirketlerine uygulanan satış fiyatı, 1000 metreküp doğal gaz için 5.631 TL olarak sabit kaldı. Sanayi aboneleri için tarife değişmezken, ekmek üreticileri için 1000 metreküp doğal gaz fiyatı 8.549 TL, elektrik üretim amaçlı doğal gaz fiyatı ise 12.000 TL olarak belirlendi. BOTAŞ, doğal gaz fiyatlarının aylık olarak hesaplandığını hatırlatırken, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında konutlarda en düşük fiyatın Ukrayna’dan sonra Türkiye’de uygulandığını vurguladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, vatandaşlara doğal gaz ve elektrikte 2023'te 275 milyar lira, 2024'te 400 milyar lira civarında sübvansiyon sağlandığını vurgulamıştı. Bayraktar, “Bu sene de yine bütçede elektrik tarafında 230 milyar lira, doğal gaz tarafında 200 milyar liranın üzerinde bir rakam gözüküyor.” ifadesini kullandı.
✧ Şubat ayının sonunda gördüğümüz soğuk hava dalgası, doğal gaz tüketiminde tarihi rekora sebep oldu. BOTAŞ, 24 Şubat 2025’te Türkiye’de günlük doğal gaz tüketiminin 333,7 milyon metreküpe ulaşarak yeni bir rekor kırdığını duyurdu. X üzerinden yapılan açıklamada, “BOTAŞ’tan bir rekor daha” ifadeleriyle bu tarihi tüketim seviyesine vurgu yapıldı. Önceki rekor, 7 Şubat’ta günlük 300 milyon metreküplük tüketimle kaydedilmişti. Sadece birkaç hafta içinde gelen bu yeni zirve, soğuk hava koşulları ve artan enerji talebinin etkisini gözler önüne serdi.
✦ Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney ve Enerji Günlüğü tarafından hazırlanan MW100, Türkiye’nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi Araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’nin en büyük enerji üreticileri belli oldu. Kamu kuruluşu EÜAŞ sektördeki en büyük oyuncu olmaya devam etti. 31 Aralık 2024 itibarıyla 21.802 megavat kurulu güce sahip olan EÜAŞ, Türkiye’nin toplam 115.354 megavatlık kurulu üretim kapasitesinin %19’unu oluşturdu. Şirketin üretim portföyü büyük ölçüde hidroelektrik (14.451 MW), doğal gaz (4.735 MW) ve yerli kömür (2.424 MW) santrallerinden oluşuyor. Özel sektör tarafında 3.978 MW kurulu güçle ENKA en büyük elektrik üreticisi olurken, 3.901 MW’lık kapasitesiyle Enerjisa Üretim üçüncü sıradaki yerini korudu. Cengiz Enerji (3.161 MW) ve Limak Enerji (3.033 MW) ise ilk beşte yer aldı. Araştırmada en büyük kapasite artışını Kalyon Enerji gerçekleştirdi. Şirket, Şanlıurfa’daki GES yatırımı ve çeşitli RES projeleriyle yenilenebilir enerji kapasitesini genişletti.
✧ Araştırmaya göre, 2024 yılında devreye giren santrallerin büyük çoğunluğu yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı oldu. Türkiye’nin toplam kurulu gücü 8,6 gigavat artarken, bu büyümenin %93’ü güneş ve rüzgar santrallerinden sağlandı. Özellikle doğal gaz santrallerinin toplam elektrik üretimindeki payı 2014’te %50 seviyesindeyken, 2024’te %19’a geriledi. Öte yandan, MW100 listesine dört yeni şirket dahil oldu: HABAŞ listeye geri dönerken, Ataseven Group, Murat HES Enerji ve Metgün Enerji yeni katılımcılar arasında yer aldı. Sektörün 2025 yılına yönelik en büyük beklentisi ise Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin devreye alınması olacak.
✦ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye ile Türkmenistan arasında tarihi nitelikte bir doğal gaz anlaşmasının imzalandığını ve Türkmen gazı teslimatının başladığını duyurdu. Yıl sonuna kadar Türkiye’ye ulaşacak 1,3 milyar metreküplük gaz, yaklaşık 1,5 milyon hanenin ihtiyacını karşılayacak. Bu anlaşmayla birlikte, Türkiye 20 yıl aradan sonra ilk kez boru hattıyla sınırları dışındaki bir ülkeden gaz tedarik etmiş olacak. Bakan Bayraktar, Türkmenistan ile yapılan anlaşmanın beş yıl süreyle uzatılacağını belirtirken, bu tedarik sürecinin Türkiye’nin enerji arz güvenliğine ve gaz ticaret merkezi olma hedefine katkı sağlayacağını vurguladı.
✧ Gaz nasıl gelecek? Gaz tedariki, swap yöntemiyle gerçekleştirilecek. Türkmenistan’ın Devletabad-Serahs-Hangeran Boru Hattı üzerinden İran’a gelen gaz, İran-Türkiye doğal gaz bağlantı noktası Gürbulak’tan teslim alınarak Türkiye’de kullanılmaya başlanacak. Bakan Bayraktar, Türkmen gazının Türkiye’nin tedarik portföyünü çeşitlendireceğini ve Avrupa’ya gaz ihracatı için alternatif bir güzergah oluşturacağını ifade etti. Bu hamle, Türkiye’nin jeopolitik konumunu güçlendirirken, doğal gaz ticaret merkezi olma hedefini pekiştiren stratejik bir adım olarak öne çıkıyor.
✦ Gas Infrastructure Europe verilerine göre, Avrupa Birliği’nde (AB) doğal gaz depolama seviyeleri alarm veriyor. Fransa %29,9 doluluk oranıyla AB ülkeleri içinde en düşük seviyeye sahip olurken, Ukrayna’da bu oran %9,3, Birleşik Krallık’ta ise %25,7 olarak kaydedildi. Portekiz’in depoları tamamen doluyken, İsveç %88, İspanya ise %69 doluluk oranıyla öne çıkıyor. Genel olarak, Avrupa’nın toplam doğal gaz doluluk oranı geçen yıl %67 iken, bu yıl %48,5’e geriledi. Avrupa’nın Rusya’dan gaz alımını durdurması ve Ukrayna-Rusya arasındaki doğal gaz transit anlaşmasının sona ermesi piyasadaki sıkışıklığı artırdı. Hollanda merkezli TTF’de mart vadeli doğal gaz fiyatları, 10 Şubat’ta megavatsaat başına 58,75 avroya ulaşarak son iki yılın en yüksek seviyesine çıktı. İtalya’daki RIE araştırma görevlisi Francesco Sassi, “Enerji krizi henüz sona ermedi” diyerek, Avrupa’nın yaz aylarında stoklarını yenilemek için büyük bir maliyetle küresel piyasada rekabete gireceğini belirtti.
✧ Gazprom, Avrupa’daki doğal gaz stoklarına ilişkin yaptığı açıklamada, 28 Şubat itibarıyla yer altı depolarında yalnızca 39,2 milyar metreküp gaz kaldığını belirtti. Mevsim normallerindeki hava sıcaklıklarına rağmen Avrupa’daki doğal gaz tüketimi yüksek seviyelerde devam ediyor. Şirket, depoların doldurulma dönemine büyük ölçüde boş stoklarla girileceğini ve güvenilir gaz kaynaklarının azalması nedeniyle Avrupa’nın önümüzdeki kışa hazırlanmakta zorlanacağını vurguluyor.
✦ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen YEKA GES-2024 yarışmalarında, Konya, Karaman, Malatya, Van, Antalya ve Kütahya’da toplam 800 megavat kapasiteli güneş enerjisi projeleri için en iyi teklifler belirlendi. 67 şirketin katıldığı ihalelerde açık artırma usulüyle kilovatsaat başına 3,25 sent/dolar tavan fiyatı uygulanırken, şirketler megavat başına katkı payı üzerinden yarıştı. Karapınar GES (385 MW): Kalyon YEKA GES 5 Elektrik Üretim AŞ 67 bin dolar/MW katkı payı ile en iyi teklifi verdi. Kütahya GES (40 MW): Çumra Güneş Enerjisi ve Üretim AŞ 162 bin dolar/MW katkı payı sundu. Antalya GES (40 MW): Erdem Soft Tekstil AŞ 122 bin dolar/MW ile kazandı. Van GES (60 MW): Chen Güneş Enerjisi LTD 270 bin dolar/MW ile en yüksek katkıyı sundu. Malatya GES (75 MW): Özerka Enerji Elektrik Üretim AŞ 232 bin dolar/MW katkı payı ile kazandı. Karaman GES (200 MW): Temmuz Güneş Enerji Üretim AŞ 150 bin dolar/MW ile en iyi teklifi verdi. YEKA GES yarışmaları, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımları hızlandırmayı ve Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesini artırmayı hedefliyor. Bu projelerle birlikte güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payının daha da büyümesi bekleniyor.
Sektörden Açıklamalar
✦ BloombergHT’ye konuk olan Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden, rüzgar enerjisi sektöründeki son gelişmeleri ve geleceğe yönelik beklentileri değerlendirdi. 2023 yılında finansman sıkıntıları ve geçmiş dönemden gelen projelerin yavaş ilerlemesi nedeniyle son 15 yılın en düşük rüzgar enerjisi kurulumunun gerçekleştiğini belirten Erden, “O dönemde sektör için bir durgunluk mu yaşanıyor diye düşündük ancak Enerji Bakanlığı bunu geçici bir yavaşlama olarak nitelendirdi. Nitekim kurulumlar 2025 yılında tekrardan 1000 megawattın üzerine çıktı” dedi. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefleri doğrultusunda rüzgar yatırımlarının hızlanacağını ifade eden Erden, sektörde 2035 yılına kadar rüzgar ve güneşin toplamda 120 bin MW’a ulaşmasının hedeflendiğini belirterek, bu kapasitenin %40’ının rüzgar enerjisinden sağlanmasının planlandığını söyledi. YEKA ihalelerinin kıran kırana geçtiğini söyleyen Erden, hem rüzgar hem güneş tarafında agresif fiyatlamaların olduğunu aktardı. “Bunda bazı yatırımcıların ucuz finansmana erişim imkanına sahip olması, bazı yatırımcıların projeleri çok hızlı hayata geçirerek ilk 6 senede verilen serbest piyasaya satış opsiyonunu değerlendirebileceğini düşünmesi etkili oldu. Serbest piyasadaki fiyatlar, ihalelerde oluşan fiyatların iki katı seviyesinde. Bu nedenle bazı yatırımcılar hızlı hareket ederek ilk 6 yıl içindeki serbest piyasa satış opsiyonunu değerlendirmek istiyor. Bunun dışında bu ihaleler sayesinde halka arz planlayan yatırımcılar da var” dedi. Öte yandan, rüzgar sektörüne Çinli ve Orta Doğu kökenli yatırımcıların ilgisinin arttığını belirten Erden, “Çin şu anda hem rüzgar hem güneş tarafında hem imalat hem finansman açısından küresel lider konumunda. Türkiye pazarına da büyük ilgi duyuyorlar.” ifadelerini kullandı. Ancak rüzgar türbini satışlarında Batılı üreticilerin pazardaki ağırlığını sürdürdüğünü de ekledi. ABD’de yenilenebilir enerjiye yönelik olası karşıtlığın Türkiye’ye doğrudan bir etkisi olmayacağını belirten Erden, küresel yatırımcıların yeni pazar arayışına girmesi durumunda Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımları açısından önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti.
✦ Enerjisa Commodities Türkiye Yapılandırılmış Ürünler Müdürü Başar Aydın, yenilenebilir enerjinin sektöre ve fiyatlamalara olan etkisine ilişkin Bloomberg HT ekranlarında önemli değerlendirmelerde bulundu. Başar, yenilenebilir enerji bileşenlerinin işleme mekanizmasını ve fiyatları nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde anlattı. “Bir kere fiyattan bağımsız hareket eder bu santraller. Yani ben şu fiyata elektriğimi satmak istiyorum diye bir cümle kuramazlar. Niye? Çünkü doğa olaylarına, coğrafi koşullarına bağlı üretimler. Türkiye profiline baktığımız zaman aslında bizde yenilenebilir santrallerin ağırlıklarını hidrolar, güneş santralleri ve rüzgarlar oluşturuyor. Her üretim tipinin aslında birbirinden farklı karakteristikleri var. Mesela hidro santralleri yılın 2. çeyreğinde aslında esas üretimlerine başlar. Çünkü sulak dönemimizdir. Onlar üretime başladığı zaman biz piyasa takas fiyatlarında düşüşler görmeye başlarız. Çünkü fiyattan bağımsız daha çok kaynak sisteme giriyor. Şimdi GES’lere geldiğimiz zaman onların profili daha saatsel bazda. Öğlen saatlerinde aslında kapasitelerini tamamlıyorlar. Dolayısıyla günde oluşan piyasa takas fiyatlarını etkilerler. Öğle saatleri tüketim aynı kaldığı suretle tabii ki düşüş eğiliminde olur güneş santralleri sebebiyle. Rüzgara geldiğimizde ise aslında onun profili daha dağınık. Çünkü rüzgar olduğu dönemde esas üretim oluyor. Aslında burada esas olan bu Türkiye üretimin dağılımındaki denge. Yani yenilenebilir santrallerin ağırlığı arttıkça daha düşük fiyatlar görebilirsiniz. Ama bunlar tabi bazyük santraller olmadığı için yeri geldiğinde sıfır üretim yapıyorlar.” dedi.
✦ Orge Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Nevhan Gündüz, A Para’daki Enerji Hattı programında enerji sektöründeki dönüşüm ve elektrifikasyon sürecine dair açıklamalarda bulundu. Gündüz, elektriğin eskiden inşaat projelerinde daha sınırlı bir rol oynadığını ancak günümüzde pek çok yapının temel altyapısını oluşturduğunu belirtti. Güvenlik sistemlerinden veri güvenliğine, enerji yönetiminden akıllı teknolojilere kadar birçok alanın elektriğe bağımlı hale geldiğini vurgulayan Gündüz, gelişmiş teknolojilerin kullanımının bu dönüşümü hızlandırdığını söyledi. Elektriğin artık yalnızca bir enerji kaynağı olmaktan çıkıp entegre çözümlerle sürdürülebilirliğin bir parçası haline geldiğini belirten Gündüz, sanayi tesislerinin yatırım süreçlerinde güneş enerjisi sistemleri ve yedekleme çözümlerini zorunlu bir bileşen olarak gördüklerini ifade etti. Elektrik üretimi ve tüketimi arasındaki dengenin şebeke sistemleriyle uyumlu yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Gündüz, mikro düzeyde bile güneş enerjisinden elektrik üretiminin yaygınlaşmasının sektörde bilinçli bir dönüşüm yarattığını ve bu dönüşümün enerji depolama çözümleriyle daha da önem kazanacağını sözlerine ekledi. Elektrikli araçlara da değinen Gündüz, dünya genelinde dönüşümün hız kazandığını ve tüm büyük otomotiv markalarının elektrikli modeller üretmeye başladığını belirtti. Türkiye’de de şirketlerin filolarını elektrikli araçlara dönüştürmeye başladığını ifade eden Gündüz, bu sürecin sürdürülebilirlik açısından büyük faydalar sağladığını ve mazot ile benzinli araçlara kıyasla önemli bir maliyet avantajı sunduğunu dile getirdi. Şarj altyapısının önemine dikkat çeken Gündüz, yalnızca hızlı şarj istasyonlarının değil, aynı zamanda evlerde ve iş yerlerinde daha düzenli bir elektrik akışıyla şarj edilebilen AC modellerin de ciddi bir potansiyel taşıdığını belirtti. Türkiye’de elektrikli araç şarj ağına yapılan yatırımların hızla arttığını ve TOGG’un piyasaya sürülmesiyle bu alandaki büyümenin ivme kazandığını ifade eden Gündüz, küresel elektrikli araç şarj pazarının 170 milyar dolarlık bir hacme ulaşmasının beklendiğini ve Türk şirketlerinin bu alanda önemli bir yer edinebileceğini söyledi. Elektrikli araç şarj istasyonlarının yalnızca bir yatırım alanı değil, aynı zamanda trafo merkezleri, kablo temini ve elektrik malzeme ticareti gibi birçok yan sektörde de ekonomik katkı sağladığını belirten Gündüz, Türkiye’nin bu alandaki erken girişimlerinin rekabet avantajı yaratacağını sözlerine ekledi.
✦ MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji Uzmanı Altuğ Karataş, A Para ekranlarında Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımları ve gerçekleşen YEKA ihaleleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Karataş, YEKA ihalelerinin Türkiye için enerji arz güvenliği, sürdürülebilirlik ve dışa bağımlılığı azaltma açısından kritik bir model sunduğunu belirtti. İlk büyük YEKA ihalesinin 2017’de Konya Karapınar’da gerçekleştirildiğini hatırlatan Karataş, 2024 yılı itibarıyla bu sistemin hızlanarak büyüdüğünü ve Türkiye’nin 2035’te yalnızca güneş ve rüzgar enerjisinde 120.000 MW kurulu güce ulaşmayı hedeflediğini ifade etti. Ayrıca, bu süreçte yerli üretimin önem kazandığını ve İzmir’in rüzgar enerjisi ekipmanları konusunda Avrupa’nın önemli bir üretim merkezi haline geldiğini vurguladı. YEKA ihalelerinde %75 yerlilik şartının getirilmesiyle Türkiye’nin yenilenebilir enerji ekipmanı üreticisi konumuna yükseldiğini belirten Karataş, bu durumun ihracatı artıracağını ve enerji sektöründe istihdamın büyümesine katkı sağlayacağını dile getirdi. YEKA ihaleleriyle 20 yıl içinde Türkiye’nin enerji ithalatında 8 milyar dolarlık tasarruf sağlamasının beklendiğini söyleyen Karataş, bu modelin rekabeti artırarak tüketiciye uygun fiyatlı ve sürdürülebilir enerji sağladığını ifade etti.
✦ Enerjisa Commodities Ticaret ve Enerji Çözümleri Türkiye Direktörü İsmail Özdemir, son dönemde etkili olan soğuk havaların enerji sektörü üzerindeki etkilerini Bloomberg HT’yi anlattı. Özdemir, “Şubat ayı, geçen yıla göre ortalama 4.5 derece daha soğuk geçti ve bu durum enerji talebine doğrudan yansıdı. Elektrik tüketimi %8.5 artarken, doğalgaz tarafında yeni bir rekor kırıldı. Şubat ayında günlük doğalgaz tüketimi 309 milyon metreküple en yüksek seviyesine ulaştı, önceki rekor ise Ocak 2022’de 290 milyon metreküp olarak kaydedilmişti. Elektrik fiyatları Ocak ayında 71 dolar, Şubat’ın ilk 20 gününde ise 70 dolar seviyelerinde seyretti. Avrupa’da da benzer bir durum söz konusu. Soğuk hava koşullarının etkisiyle doğalgaz depolarındaki doluluk oranı %45’e kadar düştü, oysa geçen yıl bu oran %66-67 seviyelerindeydi. Mart sonunda ise depoların %31-32 seviyelerine kadar gerilemesi bekleniyor.” dedi. Türkiye’nin arz güvenliği konusunda eskisine nazaran çok daha güçlü olduğunu savunan Özdemir, “Türkiye’nin enerji altyapısı geçmiş yıllara göre çok daha güçlü ve bu durum arz güvenliği açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Kesinti riski oldukça düşük, ancak hidroelektrik üretimi tarafında bazı riskler mevcut. Barajlara gelen su miktarı, hem uzun dönem ortalamasının hem de geçen yılın %40-50 altında kaldı. Bu nedenle, bahar gelmeden birkaç yağışlı sistem daha alınmazsa, hidroelektrik santrallerindeki üretim düşebilir ve bu da enerji maliyetleri açısından baskı yaratabilir.” dedi.
✦ Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Petrol ve Gaz Direktörü Dr. Sohbet Karpuz, A Para ekranlarında küresel enerji piyasalarındaki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. ABD ve Rusya arasındaki enerji görüşmelerinin Ukrayna merkezli olsa da petrol ve doğal gaz ticareti açısından kritik öneme sahip olduğunu belirterek, yaptırımların Rusya’nın enerji ihracatında zorluklar yarattığını ve Moskova’nın yeni müşteriler arayışında olduğunu ifade etti. Avrupa’nın Rus gazına yeniden erişim ihtimali ve Kuzey Akım 2 boru hattının geleceği konusundaki belirsizliklere dikkat çeken Karpuz, ABD’nin LNG ihracatında Rusya ile rekabet halinde olduğunu vurguladı. Avrupa’nın geçmişte izlediği ideolojik enerji politikalarının ekonomik maliyetine de değinen Karpuz, fosil yakıtlardan arındırılmış ve tamamen elektrifikasyona dayalı bir modelin Almanya başta olmak üzere sanayi sektöründe ciddi krizlere yol açtığını, yüksek enerji maliyetlerinin şirketleri ABD gibi daha rekabetçi piyasalara yönlendirdiğini belirtti. Avrupa’nın enerji dönüşümüne büyük bütçeler ayırmasına rağmen rekabetçiliğini kaybettiğini söyleyen Karpuz, mevcut politikaların Avrupa’yı ekonomik olarak zor bir sürece sürüklediğini dile getirdi. Türkiye’nin enerji politikalarına da değinen Karpuz, Türkmenistan gazı anlaşmasının arz çeşitliliği ve Türkiye’nin enerji merkezi olma hedefi açısından önemli bir adım olduğunu ancak mevcut anlaşma miktarlarının artırılması gerektiğini söyledi. Trans-Hazar geçişi gibi büyük ölçekli projelerin hayata geçirilmesinin zor olduğunu, yüksek yatırım maliyetleri ve bölgesel jeopolitik faktörlerin süreci karmaşık hale getirdiğini vurgulayan Karpuz, Türkiye’nin enerji ticaretinde daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtti. Avrupa’nın uzun vadeli doğal gaz anlaşmalarına mesafeli yaklaşmasının enerji yatırımlarını zorlaştırdığını belirten Karpuz, Türkiye’nin LNG altyapısını geliştirerek küresel piyasalarda daha güçlü bir aktör olabileceğini ifade etti.