Sektörel Görünüm - Temmuz 2025 Enerji Bülteni
Veriler
✦ Haziran ayında Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi, geçen yılın aynı dönemine göre %3,95 azalarak 27.376.996 MWh seviyesinde gerçekleşti. Tüketimdeki bu düşüşte, özellikle 2024 Haziran ayında sıcaklıkların mevsim normallerinin oldukça üzerinde seyretmesiyle artan soğutma ihtiyacının yarattığı yüksek baz etkisi belirleyici oldu. Günlük ortalama tüketimde ise mayıs ayına kıyasla %2,54’lük bir büyüme gerçekleşti.

✦ Ortalama piyasa takas fiyatları, hem 2024’ün aynı dönemine hem de yılın önceki aylarına kıyasla belirgin bir düşüş gösterdi. 2024 Haziran ayında 64,58 USD seviyesinde olan ortalama PTF, %13 gerileyerek 55,99 USD’ye indi. Böylece, Haziran 2021’den bu yana ortalama PTF’nin en düşük gerçekleştiği ay oldu.

✦ Haziran ayında elektrik üretimine en büyük katkıyı %25 ile ithal kömür santralleri sağladı. Hidroelektrik santrallerinin üretimi yıllık bazda 5 puan gerilerken rüzgar santrallerinin payında 4 puanlık bir artış kaydedildi. Bunun yanında, lisanslı güneş santrallerinin toplam üretimdeki payı 2 puan yükseldi. Böylece yenilenebilir enerjinin toplam üretimdeki payı, 2024 Haziran’da %44,6 iken 2025 Haziran’da %45,1’e çıktı.

✦ TEİAŞ verilerine göre Türkiye’nin haziran ayı sonunda toplam kurulu gücü 119.422 MW’a ulaşarak geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre %5,44, bir önceki aya göre %0,33 yükseldi. Faaliyet gösteren toplam santral sayısı ise Haziran 2024’te 30.860, Mayıs 2025’te 35.995’ken Haziran 2025’te 36.346 oldu.
✦ EPDK’nın yayınladığı verilere göre, toplam elektrik tüketiminin tüketici gruplarına göre dağılımında yılın ilk dört ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla sanayi grubunun payı %42,81’den %41,17’ye geriledi. Buna karşılık, mesken grubunun payı %28,50’den %29,49’a, kamu ve özel hizmetler sektörünün payı ise %24,77’den %25,21’e yükseldi.
2024 | Ocak-Nisan | 2025 | Ocak-Nisan | |
---|---|---|---|---|
Tüketim Türü | Miktar | Pay(%) | Miktar | Pay(%) |
Aydınlatma | 1.998.405 | 2,13% | 2.026.345 | 1,90% |
Kamu ve Özel Hizmetler Sektörü ile Diğer | 21.773.131 | 24,10% | 23.238.774 | 24,59% |
Mesken | 25.047.859 | 28,91% | 27.187.958 | 28,95% |
Sanayi | 37.628.376 | 41,08% | 37.952.826 | 41,27% |
Tarımsal Faaliyetler | 1.444.251 | 3,78% | 1.777.616 | 3,29% |
Gelişmeler
✦ Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 2 Temmuz itibarıyla doğalgaz toptan satış fiyatlarında artışa gidildiğini açıkladı. BOTAŞ’ın yeni tarifesi doğrultusunda, konut tüketicileri için doğalgaz fiyatları ortalama %24,6, sanayi tüketicileri için ise %7,86 oranında artırıldı. EPDK açıklamasında, söz konusu fiyat güncellemesinin bütçe hedefleri doğrultusunda yapıldığı vurgulanırken; özellikle konut tarifesindeki yüksek artışın, temmuz ayı enflasyonuna doğrudan yansıması bekleniyor. TCMB’nin 2019’da yaptığı çalışmalar ve son güncellenen model tahminlerine göre, %24,6’lık zam, TÜFE sepetinde %1,7-1,8 ağırlığa sahip olan doğalgaz kalemi üzerinden, temmuz ayında enflasyona yaklaşık 0,45 puanlık doğrudan katkı yapabilir. Bununla birlikte, hizmet fiyatları, işlenmiş gıda ve temel mallar üzerinden gerçekleşen dolaylı yansımanın da önümüzdeki 12 ayda kümülatif olarak 0,3 puana yaklaşması öngörülüyor. Ayrıca, sanayiye yönelik doğalgaz zammı (%7,86) üretim maliyetlerini yukarı çekeceğinden, ÜFE kanalıyla da yaklaşık 0,1 puanlık ek bir baskı yaratabilir. Konut ve sanayi tarifeleri birlikte değerlendirildiğinde, bu zammın önümüzdeki 1 yıl içinde TÜFE’ye toplam 0,8-0,9 puanlık yukarı yönlü bir katkı yapması bekleniyor.
✦ Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücü ilk kez toplam kapasitenin üçte birine yaklaştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Dünya Yenilenebilir Enerji Günü kapsamında yaptığı açıklamaya göre, mayıs sonu itibarıyla rüzgar ve güneşin toplam kurulu gücü 36 bin megavatı aşarak elektrik üretim kapasitesindeki payını %30,2’ye çıkardı. Yenilenebilir enerji kurulu gücü toplamda 72 bin 492 megavata yükselirken, toplam elektrik kurulu gücü içinde yenilenebilirin payı da %60,8 oldu. Hidroelektrik 32,3 GW ile hâlâ en büyük payı korurken, güneş 22,6 GW, rüzgar ise 13,4 GW seviyesinde bulunuyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2035 yılına kadar rüzgar ve güneş kurulu gücünün toplamda 120 GW’a çıkarılmasının hedeflendiğini, bunun için yaklaşık 80 milyar dolarlık yatırım gerektiğini belirtti.
✦ Enerji ithalatı mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 900 milyon dolarlık düşüş gösterdi. TÜİK’in dış ticaret verilerine göre, mineral yakıtlar ve yağlar başta olmak üzere enerji ithalat kalemleri toplamda 4,26 milyar dolarda gerçekleşti. Geçen yıl aynı ayda bu kalem 5,17 milyar dolardı. Böylece aylık bazda enerji ithalatında %17’yi aşan bir daralma yaşandı. Ancak yıllık bazda gerileme sınırlı kaldı. Yılın ilk beş ayı itibarıyla enerji ithalatı %1,9 azalarak 27,67 milyar dolara geriledi. Burada doğalgaz fiyatlarındaki görece istikrar ve elektrik üretiminde artan yenilenebilir katkı etkili olurken, yaz aylarında iç talepteki artış ve bölgesel gerilimler, ithalat faturasına yeniden yukarı yönlü baskı yapabilir. Haziran ayında Orta Doğu’da artan gerilimlerin dış ticaret rakamlarına etkisi hissedildi. İhracatın ithalatı karşılama oranı enerji ve altın hariç tutulsa bile %84,1’e geriledi. Geçen yıl aynı ayda bu oran %90’ın üzerindeydi. Enerji verileri hariç tutulduğunda oran %79,3, tüm ithalat dahil edildiğinde ise %71,5 olarak gerçekleşti.
✦ Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayınladığı “Petrol 2025” orta vadeli raporu, küresel petrol piyasalarında önemli bir değişimin işaretlerini taşıyor. 2015-2024 döneminde ABD’nin arz ve Çin’in talep tarafındaki ağırlığı piyasaların yönünü belirlerken, gelecek 5 yılda bu etkinin zayıflaması bekleniyor. Verilere göre, son 10 yılda küresel arz artışının %90’ı ABD kaynaklı olurken, talep artışının %60’ı Çin’den geldi. Ancak 2030’a yaklaşırken tablo tersine dönüyor. ABD’de üretim artışını destekleyen yatırım iştahı zayıflarken, Çin’de elektrikli araçlara geçiş, LNG ile çalışan kamyonlar ve yüksek hızlı tren altyapısındaki büyüme, petrol talebinin zirveye ulaşmasına neden oluyor. IEA, küresel petrol talebinin 2024-2030 arasında yalnızca 2,5 milyon varil artarak 105,5 milyon varil/gün seviyesinde plato yapacağını öngörüyor. Bu yavaşlamada başlıca etkenler, elektrikli araç penetrasyonu ve elektrik üretiminde dönüşüm olarak dikkat çekiyor.
✦ Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerde uzun süredir geçerli olan nükleer enerji projelerine finansman yasağını kaldırdı. Banka Başkanı Ajay Banga tarafından personele gönderilen iç yazışmayla duyurulan karar, küresel elektrik talebindeki artışa yanıt vermeyi amaçlayan yeni enerji stratejisinin bir parçası olarak devreye alındı. Buna göre, artık gelişmekte olan ülkeler Dünya Bankası’ndan nükleer enerji projeleri için finansman desteği alabilecek. Bu adım, 1970’lerden bu yana bankanın uyguladığı kısıtlayıcı finansman çerçevesinde önemli bir kırılmaya işaret ediyor. Yeni dönemle birlikte Dünya Bankası, enerjiye erişim sorununu çözmek ve karbon salımını düşük tutmak isteyen ülkelere nükleer projeler için alternatif bir kaynak sunmuş olacak. Stratejinin detaylarında, projelerin teknik yeterlilik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik gibi kriterlere tabi tutulacağı da vurgulanıyor. Nükleere yönelik bu politika değişikliğine karşın doğal gaz projeleriyle ilgili pozisyon netleşmiş değil.
✦ Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) ilk ünite için inşaat süreci tamamlanırken, test ve devreye alma aşamasına geçildi. Rosatom iştiraki Rusatom Energy International CEO’su Anton Dedusenko, İstanbul’daki 11. Nükleer Santraller Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, ilk ünitenin yıl sonuna kadar şalt sahası bağlantısı dâhil olmak üzere elektrik iletim sistemine entegre edileceğini, bu kapsamda hazırlıkların devam ettiğini belirtti. Santralin ilk reaktörü 1200 MW kapasiteye sahip. Tüm üniteler devreye alındığında toplam kurulu güç 4800 MW’a ulaşacak ve Türkiye’nin elektrik talebinin yaklaşık %10’u bu kaynaktan karşılanabilecek. Öte yandan, Rosatom’un Akkuyu’daki %49’luk hissesini devretmek üzere yerli ve yabancı yatırımcılarla görüşmeler yürüttüğü öğrenildi. Daha önce yerli ortaklık arayışı sonuçsuz kalmıştı. Şirketin finansman konusunda zorluk yaşadığı, özellikle Ukrayna savaşı sonrası dolar ve euro transferlerine yönelik yaptırımların projeyi etkilediği belirtiliyor. Dedusenko’ya göre ödeme mekanizması olarak doğal gaz takası gibi alternatif modeller de değerlendiriliyor.
Sektörden Açıklamalar
✦ Nükleer Santraller Zirvesi’nin ikinci gününde konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı Nükleer Enerji Kıdemli Danışmanı Justin Friedman, Türkiye’nin nükleer enerji alanında küresel lider olabilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Friedman’a göre, bugün sektörün gelişimi için gerekli pek çok koşul Türkiye’de mevcut ve iyi tasarlanmış kamu politikaları ile güçlü uluslararası işbirliği sayesinde bu potansiyelin açığa çıkarılması mümkün. ABD’nin küçük modüler reaktör (SMR) alanında lisanslı beş şirketi bulunduğunu belirten Friedman, bu durumun özel sektörün nükleer alandaki etkinliğini gösterdiğini ifade etti. Türkiye’deki temasları kapsamında sanayi dernekleri ve büyük ölçekli firmalarla görüştüğünü belirten Friedman, Türk özel sektörünün nükleer enerjiye ciddi bir vizyonla yaklaştığını ve yatırımcı ilgisinin her geçen gün arttığını söyledi. Friedman’ın değerlendirmesine göre, Türkiye eğer yönünü doğru belirlerse sadece kendi ülkesinde değil, bölgesel ve küresel düzeyde de nükleer enerji kullanımında lider ülkelerden biri haline gelebilir. Bu liderlik için temel unsurlar büyük ölçüde hazır; geriye yalnızca stratejik kararlar ve doğru ortaklıklar kalıyor.
✦ GÜYAD Başkanı Cem Özkök, 11. Nükleer Santraller Zirvesi kapsamında katıldığı yayında, Türkiye’nin güneş ve rüzgar yatırımlarında izin süreçlerini hızlandıracak yeni düzenlemeleri değerlendirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Meclis’e sunduğu “süper izin” düzenlemesiyle, normalde iki yıla kadar sürebilen proje izinlerinin bir yıla indirilmesi hedefleniyor. Yeni yasa taslağı ile belediyelerden imar izni alma süreci Enerji Bakanlığı’na devredilecek. Bu değişiklik özellikle depolamalı güneş ve rüzgar projeleri için kritik. Şu an EPDK’da lisans süreci devam eden toplam 33 GW’lık kapasite bulunuyor. Bunun 18 GW’ı rüzgar, 15 GW’ı güneş enerjisi projelerinden oluşuyor. Bu projeler, iletim hattı ve trafo merkezi izinleri bekliyor. Özkök’e göre, yatırımcılar finansman konusunda istekli ve uluslararası fonlardan kaynak temini mümkün. Ancak süreçlerin tıkanmaması için TEİAŞ, EPDK ve Enerji Bakanlığı’nın eşgüdüm içinde hareket etmesi ve altyapı yatırımlarının hızlandırılması gerekiyor. GÜYAD, gerekirse iletim ve trafo altyapısını kendi finansmanlarıyla kurmaya hazır olduklarını bildirdi.
✦ Oxford Energy Research Institute uzmanı Bill Farren-Price, CNBC-e’ye verdiği röportajda, İsrail-İran arasındaki 12 günlük çatışma sonrası sağlanan ateşkesin kalıcı olmayabileceğini ve piyasalarda baskı oluşturan jeopolitik risklerin hâlen canlı olduğunu belirtti. Farren-Price’a göre, çatışmanın tekrar alevlenme ihtimali yüksek ve özellikle İsrail’in nükleer endişelerle yeniden saldırıya geçmesi olasılığı masada kalmaya devam ediyor. Kısa vadede petrol fiyatları yükselmiş olsa da bu etki hızlı bir şekilde ortadan kalktı. Farren-Price, bu tür jeopolitik şokların enerji fiyatlarında kısa vadeli dalgalanmalara yol açsa da kalıcı makroekonomik etkiler yaratmadığını vurguladı. Bununla birlikte Körfez’deki enerji altyapısının kırılganlığı, piyasa açısından sürekli bir hatırlatma unsuru olmayı sürdürüyor. Özellikle küresel petrol arzının yaklaşık %20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nın güvenliği hâlâ kritik. Farren-Price, kısa süreli şoklar yaşansa bile petrolün uzun süre 100 dolar üzerinde kalmasının zor olduğunu düşünüyor. Bunun temel nedeni; global ekonomideki talep görünümünün zayıf olması ve özellikle ulaşım kaynaklı petrol kullanımının önümüzdeki yıllarda zirveye ulaşacak olması.