ABD Tarifeleri Türkiye’deki Sektörleri Nasıl Etkileyecek?
Donald Trump'ın ikinci kez ABD başkanı olarak göreve gelmesiyle birlikte, küresel ticaret politikalarında yeni bir dalgalanma yaşanma ihtimali uzun süredir tartışılıyordu. Açıklanan tarifelerle birlikte dünya ticaretinde yepyeni bir dönem başlıyor. Trump, ABD’ye ihracat yapan tüm ülkelere en az %10 oranında gümrük vergisi uygulanacağını, 60’tan fazla ülke için bu oranların çok daha yüksek olacağını duyurdu. Listenin başında Çin var.


Çin’e uygulanacak toplam %54’lük tarife oranı, yılın başlarında getirilen %20’lik vergiye ek %34’lük tarifenin birleşiminden oluşuyor. Beyaz Saray belgelerine göre, Avrupa Birliği’ne uygulanan oran %20, Vietnam’a uygulanan oran ise %46. Daha yüksek tarifeye tabi tutulan diğer ülkeler arasında Japonya (%24), Güney Kore (%25), Hindistan (%26), Kamboçya (%49) ve Tayvan (%32) yer alıyor.
Ülke/Blok | Toplam Tarife Oranı (Nisan 2025) |
---|---|
Çin | %54 (Yeni %34 + Mevcut %20) |
Vietnam | %46 |
Kamboçya | %49 |
Sri Lanka | %44 |
Bangladeş | %37 |
Tayvan | %32 (Yarı iletkenler muaf) |
Güney Kore | %25 |
Japonya | %24 |
Hindistan | %26 |
Avrupa Birliği | %20 |
Birleşik Krallık | %10 |
Kanada & Meksika | %10 (Otomotiv için %25 var) |
Türkiye, ABD ile olan dış ticaretinde net ithalatçı pozisyonda bulunuyor. Bu durumda en düşük baz olan %10 gümrük tarifesine tabii olacak. Bunun dışında Türkiye’nin ABD’ye olan ihracatı son yıllarda bir artış trendi içerisinde. 2024 yılında 13,4 milyar dolarlık ihracatın yapıldığı ABD; Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ikinci, ihracatını değer bazında en fazla artırdığı birinci ülke oldu.
Bu yazıda, ABD’nin yeni gümrük tarifelerinin sektörel yansımalarına ve devamında Türk sanayisine olan etkilerine odaklanmak istiyoruz. Araştırmamız iki önemli sacayağından oluşuyor. İlki, tarifelerden en çok etkilenecek ABD sektörlerine odaklanarak Türkiye’nin buradan kendine pay çıkarıp çıkaramayacağının tespiti. İkincisi ise Avrupa Birliği (AB) ekseninde değerlendirme. AB, Türkiye’nin hala en önemli ticari partneri ve ABD tarifelerinden en çok etkilenecek ekonomilerin başında geliyor. Buradaki dolaylı etkilere de odaklanmak istiyoruz.
ABD Toplam İthalatının Sektörlere Göre Dağılımı (2023–24)
Aşağıdaki tabloda 2023 yılına ilişkin ABD mal ithalatının sektör bazında dağılımı yer alıyor. Toplam ithalat 3.1 trilyon dolar civarında. 2023 yılında ABD'ye en fazla ithalat yapılan ülkeler sıralamasında Çin, Meksika, Kanada, Japonya, Almanya, Vietnam, Güney Kore, Tayvan, Hindistan ve İrlanda yer alıyor. Listede payı sınırlı ancak tekstil ve giyim sektörüne ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Tekstil ve giyim, değer bazında görece küçük bir paya sahip olsa da tarifeler konusunda önemi büyük. 2024 verilerine göre, tekstil ve giyim ithalatı ABD toplam ithalatının yaklaşık %2.5’ini oluştururken, ithalat vergilerinin %15.6’sını oluşturuyor. Bu da yüksek tarife oranlarının ‘ithalata duyarlı’ sektörlerdeki etkisini yansıtıyor. Mobilya, oyuncak, ayakkabı gibi diğer tüketici mallarının ise her biri yaklaşık %2–3’lük paya sahiptir.
Sektör | İthalat Değeri | Toplam İçindeki Payı |
---|---|---|
Elektrik ve Elektronik Ekipmanları (Akıllı telefon, bilgisayar) | Yaklaşık 463 milyar dolar | %14.6 |
Endüstriyel Makineler (Reaktör, kazan, ekipman vb.) | Yaklaşık 459 milyar dolar | %14.5 |
Otomotiv ve Parçaları (Demiryolu hariç) | Yaklaşık 381 milyar dolar | %12.0 |
Mineral Yakıtlar ve Yağlar (Petrol, gaz vb.) | Yaklaşık 267 milyar dolar | %8.4 |
Kimyasallar ve İlaçlar (Plastikler dahil) | Yaklaşık 420 milyar dolar | %13.6 |
Diğer Mallar (Metaller, tekstil/giyim, mobilya, oyuncaklar) | Yaklaşık 574 milyar dolar | %18 |
Elektrik ve Elektronik Ekipmanları
Burada çok ciddi bir Çin ve Asya etkisinden söz etmek gerekiyor. ABD’nin açık ara en fazla ithalat yaptığı ülke Çin ve bu ithalatın içindeki en büyük pay da sektöre ait. 2023 verilerine göre ABD, Çin’den 54,5 milyar dolarlık telekomünikasyon/iletişim ekipmanları ve 37,9 milyar dolarlık bilgisayar ithal etti. Söz konusu yılda Çin’den yapılan ABD ithalatının %27’sini tek başına bu sektör oluşturuyor. Güney Kore ve Vietnam’ın da bu sektörde çok etkin olduğunu vurgulamakta fayda var. 2023’de ABD, Vietnam’dan akıllı telefon, yönlendirici, televizyon gibi yayın ekipmanları alanında yaklaşık 19,3 milyar dolar ve bilgisayar alanında yaklaşık 8,8 milyar dolar ithalat yaptı. Samsung’un üretimini Vietnam’da yapması bu ithalat payındaki en önemli faktör. Elektrik ve ekipmanları ithalatının içinde Güney Kore’nin oranı ise %17. Samsung gibi firmaların Vietnam’da ürettiği bazı elektronik ürünlere ek olarak, Güney Kore doğrudan yarı iletken, ekran paneli gibi ürünler ihraç ediyor. Ürün olarak bakarsak, cep telefonu 2023’te 60,3 milyar dolarlık ithalatla başı çeken ürün olarak en başta geliyor. Bir diğer önemli ürün ise yarı iletkenler. Logic çiplerin %44’ü ve bellek çiplerinin %24’ü Tayvan üretimi. Ancak burada muafiyet olduğunu belirtmek gerekiyor. Geri kalan büyük pay Güney Kore’den (özellikle DRAM, NAND bellek) geliyor. Asya ülkelerinden Hindistan, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Singapur’a görece daha ılımlı tarifler uygulandığını söylemek mümkün. Çin, Vietnam, Kamboçya, Sri Lanka, Bangladeş, Tayland ve Tayvan’ın cari fazlalarının oranı dolayısıyla daha sert tarifelerle karşılaştığını söylemek gerekiyor.
Türkiye’nin ABD’ye yaptığı elektrik ve elektronik ihracatı 2024 yılında yaklaşık 774 milyon dolara ulaştı. Bu rakam, 2023’e göre %52’lik artış anlamına geliyor. Böylece ABD, bu sektör için Türkiye’nin en büyük dördüncü pazarı haline geldi. Elektrik ve elektronik ürünleri, Türkiye’nin ABD’ye toplam ihracatının %6,5’ini oluşturuyor.
Öte yandan, bu tarifelerin yalnızca Çin ve Asya merkezli tedarik zincirlerini değil, aynı zamanda transatlantik ticareti de sarsabilecek potansiyel bir gerilim kaynağı olduğu görülüyor. Zira AB, bu sektörde ciddi oranda ABD menşeli ürün (özellikle telekom, dijital cihazlar, yarı iletkenler) ithal ediyor. ABD’nin korumacı adımları karşısında AB’nin misilleme uygulama ihtimali, ABD ürünlerinin AB pazarındaki konumunu zayıflatabilir ve alternatif tedarikçilere alan açabilir. 2024 yılı verilerine göre Türkiye'nin toplam elektrik ve elektronik sektörü ihracatı 16,7 milyar dolar seviyesinde; bunun %44’ü olan 7,4 milyar dolarlık kısmı AB ülkelerine yapılıyor. Sadece bu sektör, Türkiye’nin AB’ye gerçekleştirdiği toplam ihracatın %17’sini oluşturuyor. Halihazırda AB’nin en büyük beyaz eşya tedarikçisi olan Türkiye, bu alanda ABD’li markaların gerilemesiyle pazar payını artırma potansiyeline sahip. Diğer taraftan Vestel gibi üreticiler, özellikle TV ve monitör gibi tüketici elektroniği ürünlerinde AB’de OEM olarak güçlü konumda ve bu pozisyonlarını daha da pekiştirebilir. Elektrik ekipmanlarında ise kablo, jeneratör, motor gibi teknik kalemlerde Türkiye’nin üretim gücü ve AB’ye mevcut durumda gerçekleştirdiği ihracatı düşünüldüğünde, ABD ithalatına alternatif olarak öne çıkması kuvvetle muhtemel.

Otomotiv
Otomotiv sektörü, Trump’ın tarifelerinin doğrudan hedefi haline geldi. Yönetim; ithal otomobiller ve otomobil parçaları için %25 tarife uygulamaya başladı. Bu durum, özellikle Avrupa Birliği, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerden yapılan otomotiv ihracatını ciddi şekilde etkileyecek. ABD’nin Güney Kore’den yaptığı toplam ithalatın %16 kadarı otomotivden geliyor. ABD’nin Avrupa Birliği’nden yaptığı otomotiv ithalatı ise yaklaşık 77,2 milyar euro (toplam ithalatın %14.7’si) tutarında. Avrupa, lüks otomobiller ve otomobil parçaları ihracatında önemli bir paya sahip. Bu kapsam yalnızca bitmiş araçları değil, ABD’li üreticilerin ithal ettiği otomobil bileşenlerini de içeriyor.
Türkiye’nin toplam otomotiv ihracatı 37,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bunun 1 milyar 209 milyonu ABD’ye yapıldı. Bu rakam otomotiv ihracatının %3’ünün ABD’ye gerçekleştirildiğini gösteriyor. ABD’ye yapılan ihracatlar arasında ise otomotiv endüstri sektörü %10’luk pay ile 2. sırada yer alıyor.
ABD’nin otomotiv sektöründe uygulamaya koyduğu yeni gümrük tarifeleri, Türkiye’yi AB ile olan entegrasyon sebebiyle de dolaylı olarak etkileme ihtimalini barındırıyor. 2024 yılı verilerine göre Türkiye’nin toplam otomotiv ihracatı 37,2 milyar dolar seviyesindeyken, bunun 25,4 milyar doları AB ülkelerine yapıldı; bu da toplam otomotiv ihracatının %68’inin AB’ye gerçekleştiğini gösteriyor. Aynı zamanda, Türkiye’nin AB’ye yaptığı toplam ihracat içinde otomotiv sektörü %26’yı aşan payıyla açık ara en büyük kalemi oluşturuyor. Mevcut durumda AB’nin ABD’ye yaptığı otomotiv ihracatında ciddi bir düşüş riski bulunuyor. Bu gerçekleşirse, Türkiye açısından üç temel risk ortaya çıkıyor: İlki, Avrupa’daki büyük otomotiv üreticilerinin ABD pazarına satış yapamaması nedeniyle üretimlerini yavaşlatmaları durumunda, bu üreticilere tedarik sağlayan Türk otomotiv yan sanayi ürünlerine olan talebin azalması. İkinci olarak, AB’nin ABD’ye ihraç edemediği araçları kendi iç pazarına yönlendirmesi durumunda, Türkiye’den ithal edilen araçların pazardaki payı baskı altına girebilir. Üçüncüsü ve daha makro düzeyde olanı ise, ticaret geriliminin Avrupa ekonomisini yavaşlatması hâlinde, tüketici güveni ve otomobil talebinde bir düşüş yaşanabilir; bu da Türkiye'nin toplam otomotiv ihracatını olumsuz etkileyebilir. Türkiye’nin AB’ye otomotiv sektöründe yüksek entegrasyonu göz önünde bulundurulduğunda, bu gelişmeler doğrudan dış ticaret dengesine yansıyabilecek nitelikte.

Makine ve Aksamları
ABD’nin makine ve aksamları ithalatında Avrupa ve Asya’nın hibrit bir şekilde dağıldığını söylemek mümkün. Avrupa’dan yapılan 90,4 milyar euroluk ithalat; ağır makineler, mühendislik ekipmanları ve endüstriyel cihazları kapsıyor. AB’den yapılan ihracat, genel olarak yüksek katma değerli imalat ürünlerine odaklanıyor. Burada Güney Kore de çok önemli bir oyuncu. Güney Kore’den yapılan ABD ithalatının yaklaşık %39’unu bu sektör oluşturuyor.
2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin toplam makine ve aksamları ihracatı 11,2 milyar doları bulurken bunun yaklaşık 3,5 milyar dolarlık kısmı (%31,5) AB ülkelerine yapıldı; bu da Türkiye’nin AB’ye gerçekleştirdiği toplam ihracatın %3,66’sını oluşturuyor. Bu güçlü entegrasyon, ABD’nin yeni gümrük tarifeleriyle AB’nin makine ihracatında yaşayabileceği daralmaların Türkiye’ye de yansıyabileceğini gösteriyor. AB ülkeleri, özellikle Almanya ve İtalya gibi güçlü makine üreticileri, ABD’ye yüksek hacimli makine ihracatı gerçekleştiren önemli bir pazar. Ancak yeni tarifeler, bu ihracatı pahalılaştırarak sektörde daralmaya yol açabilir. Ayrıca Avrupa’nın sanayi üretiminin küresel talep zayıflığından da etkilenme riski mevcut ki bu durum özellikle makine sektörünü doğrudan kapsıyor. Türkiye, bu sektörde hem AB’nin tedarikçisi hem de müşterisi olduğu için iki yönlü etkilenme ihtimaline sahip. Birincisi, AB üreticileri ABD’ye satış yapamayınca makinelerini iç pazara veya üçüncü ülkelere yönlendirebilir. Bu durum, Türk makineleri için rekabet baskısı yaratır. Özellikle Alman ve İtalyan markalarının kalite ve marka gücü bazı pazarlarda Türk ürünlerinin önüne geçebilir. Diğer yandan misilleme hamlesi altında AB’nin ABD’den yaptığı ithalatı kısıtlaması hâlinde, Türkiye bazı alt sektörlerde öne çıkabilir. Tarım makineleri, iklimlendirme sistemleri ve endüstriyel cihazlar gibi alanlarda Türk firmaları, AB’nin tedarikçi çeşitlendirme stratejisinden faydalanabilir.
Tekstil-Hazır Giyim
Tekstil, hazır giyim ve mobilya, en ciddi etkilenecek sektörlerin başında geliyor. ABD, giyim ve ayakkabı ithalatında Asya ülkelerine (özellikle Çin, Vietnam, Bangladeş, Kamboçya vb.) büyük ölçüde bağımlı durumda. Yeni düzenlemeyle, bu ülkelerden gelen hazır giyim ve tekstil ürünlerine uygulanan tarifeler, %45–50 gibi oldukça yüksek oranlarda (örneğin Kamboçya için %49, Laos için %48, Pakistan için %45, Vietnam için %46, Bangladeş için %37) uygulanacak. Hindistan için de birçok tekstil ürünü %26 oranında tarifeye tabi olacak. Geleneksel olarak, hazır giyim ürünlerine uygulanan tarife oranları %16–18 civarındaydı ve bazı durumlarda gümrüksüz ithalat sağlanıyordu. Yeni uygulama, bazı ülkeler için 30 puanın üzerinde artış anlamına geliyor. Özellikle, hazır giyim ürünleri ithalatı, toplam ithalat değeri içinde yalnızca %2.5 oranında yer almasına rağmen, ABD tarifelerinin %15.6’sını oluşturuyor. Bu veri de sektörün tarifelere duyarlılığının halihazırda yüksek olduğunu gösteren bir veri olarak karşımıza çıkıyor.
Türk tekstil sektörü için ABD önemli bir pazar. ABD, İtalya’nın ardından tekstil sektöründe ikinci ihracat pazar konumunda. 2024 yılında Türkiye’nin ihracatında %14’lük bir azalma görsek de ABD’nin sektörel ithalat değişimi %17,5 seviyesinde gerçekleştiğinden bir pazar kaybı yaşanmadı. Tekstil tarifelerin en dramatik etkileyeceği sektörlerin başında geliyor çünkü en yüksek tarifeler bu alanda güçlü ülkelere açıklandı. Özellikle Vietnam, Kamboçya, Çin, Bangladeş gibi ülkelerin rekabet gücü azalabilir ve bu yüksek tarifeler başka ülkelerin öne çıkmasına sebep olabilir. Orta Amerika’da tekstilde güçlü Nikaragua, Honduras gibi ülkeler ile Mısır ve Türkiye gibi alternatifler öne çıkabilir.
Her ne kadar Asya ülkeleri, ABD’nin hazır giyim ithalatında en büyük payı elinde bulundursa da Avrupa moda endüstrisi de özellikle üst ve premimum segmentte güçlü bir konuma sahip. Gümrük tarifeleri, AB’nin bu ihracatını zora sokma potansiyeli taşımakla birlikte tedarik zinciri içinde önemli bir konuma sahip olan Türkiye’yi de dolaylı olarak olumsuz etkileyebilir. Türkiye, hem hammadde hem de hazır giyim üretimi açısından AB’deki birçok markaya hızlı ve esnek üretimle hizmet veren başlıca tedarikçilerden biri. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin AB’ye yaptığı tekstil ve hammaddeleri ihracatı 3,5 milyar dolar düzeyinde. Bu rakam, sektördeki toplam ihracatın %37,73’üne ve AB’ye yapılan toplam ihracatın %3,72’sine karşılık geliyor. Eğer AB merkezli moda markaları, ABD’ye ihracatta zorluk yaşar ve üretim hacimlerini azaltmak zorunda kalırsa, Türkiye’den sağlanan tekstil girdileri ve hazır ürün taleplerinde de düşüş görülebilir. Bu da Türk tekstil ve hazır giyim ihracatında kısa vadeli bir yavaşlama riskini beraberinde getirir. Fakat yine de lüks ve premimum segmentte talep esnekliğinin daha düşük olması, AB’nin bu gruptaki üretimlerin daha az etkilenmesine ve Türkiye’nin bu segmente dönük ihracatında göreli bir istikrarın korunmasına katkı sağlayabilir.

Mobilya
ABD’nin mobilya ithalatı, 2024’ü bir önceki yıla göre göre %7 artarak toplamda 25,5 milyar dolar seviyesinde bitirdi. İthalatın %60’ı Vietnam (%37) ve Çin’den (%23) geldi. ABD’nin en büyük mobilya tedarikçileri arasında Asya ülkeleri dikkat çekmektedir. Malezya, 2024’te ihracatını %7 artırarak 1 milyar dolar eşiğinin üzerinde kaldı ve üst sıralardaki yerini korudu. Kamboçya, %19 artışla 382 milyon dolar seviyesine ulaşarak ilk 10’a girdi. Çin, Vietnam ve Kamboçya, ABD’nin en yüksek tarife açıkladığı ülkelerin başında geliyor. Asya dışındaki başlıca tedarikçiler olan Meksika ve Kanada, ABD’ye coğrafi yakınlıkları sayesinde önemli mobilya üreticileri. 2024 yılında Meksika, ABD’ye 1,85 milyar dolar tutarında mobilya ihraç ederek %7’lik pay ile 3. sırada yer aldı. Kanada ise 1,44 milyar dolarlık ihracatıyla %5-6’lık pay elde etti.
Türkiye, son yıllarda ABD’ye mobilya ihracatını artırmasına rağmen, henüz bu pazarda küçük bir oyuncu. 2024 itibarıyla Türkiye’nin ABD’ye mobilya ihracatı 336 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam, ABD’nin toplam mobilya ithalatının yaklaşık %1-1,3’üne denk geliyor. Son 10 yılda Türkiye’nin ABD’ye mobilya ihracatı 85 milyon dolardan 336 milyon dolara yükselerek yaklaşık 4 kat arttı. Pazar payı küçük olan Türkiye, Asya ülkelerine uygulanan yüksek tarifelerin etkisiyle pazar payını artırma konusunda avantajlı olabilir.

Kimya
Avrupa Birliği, küresel kimya ve petrokimya sektöründe en büyük ihracatçılar arasında yer alırken, ABD bu sektör için hem büyük bir pazar hem de önemli bir rekabet alanı konumunda. Türkiye ise bu alanda, boya, sentetik elyaf, gübre ve soda gibi ara mamuller başta olmak üzere, birçok kimyasal ürünü AB’ye ihraç ederek Avrupa’daki üretim süreçlerine doğrudan entegre oluyor. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin toplam kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı 30,8 milyar dolar seviyesinde olup, bunun 13 milyar dolara yakını (%42,1) AB ülkelerine gerçekleşmiş durumda; bu da sektörün Türkiye’nin AB’ye yaptığı toplam ihracattaki payını %13,5 seviyesine taşıyor.
Gümrük tarifeleri sonucunda AB menşeli kimyasal ürünlerin ABD pazarındaki fiyatları yükselirse, Amerikan ithalatçıların daha ucuz alternatiflere yönelmesi muhtemel; bu da AB’nin ABD’ye kimya ihracatında düşüşe yol açabilir. Bu senaryoda, AB üretiminin bir kısmı iç pazara yönelecek ve Türkiye'nin ihracat yaptığı bazı ürünlerde Avrupalı üreticilerle daha yoğun bir rekabet ortamı doğacaktır. Türkiye’nin AB’ye ihraç ettiği plastik ambalaj, kauçuk, boya ve temizlik ürünleri gibi kalemlerde, talep daralırken rekabetin artması Türk ihracatçıların pazar payını korumasını zorlaştırabilir. Diğer yandan, AB’nin ABD’ye satamadığı bazı ürünlerin Avrupa piyasasında fazlaya çıkması hâlinde fiyatlar düşebilir; bu da Türkiye için ithal girdi maliyetlerinde kısa vadeli bir avantaj yaratabilir. Dolayısıyla Türkiye açısından kimya sektöründeki etkiler, bazı alanlarda baskı yaratırken, bazı alt segmentlerde maliyet avantajı doğurarak sanayi üretimine dolaylı katkı sağlayabilir.
Türkiye’nin ABD’ye ihracat yaptığı sektörlerin kırılımı (24’ verileri)
Sektör | İhracat Değeri | Toplam İçindeki Pay |
---|---|---|
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri | 1 milyar 524 milyon dolar | 12,74 |
Otomotiv Endüstrisi | 1 milyar 552 milyon dolar | 10,10 |
Hazır Giyim ve Konfeksiyon | 856 milyon dolar | 7,15 |
Halı | 784 milyon dolar | 6,56 |
Elektrik ve Elektronik | 774 milyon dolar | 6,47 |
Mücevher | 705 milyon dolar | 5,89 |
Makine ve Aksamları | 692 milyon dolar | 5,78 |
Türkiye’nin AB’ye ihracat yaptığı sektörlerin kırılımı (24’ verileri)
Sektör | İhracat Değeri | Toplam İçindeki Pay |
---|---|---|
Otomotiv Endüstrisi | 25.367.488,89 | 26,36 |
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri | 12.964.980,95 | 13,47 |
Hazırgiyim ve Konfeksiyon | 11.063.039,64 | 11,50 |
Elektrik ve Elektronik | 7.405.249,13 | 7,70 |
Çelik | 6.638.359,71 | 6,90 |
Demir ve Demir Dışı Metaller | 6.497.148,17 | 6,75 |
Tekstil ve Hammaddeleri | 3.583.150,11 | 3,72 |
Makine ve Aksamları | 3.519.643,81 | 3,66 |