Araştırma
/
Yazılar
/
Kripto Varlıklar
/
Bitcoin’i Uykusundan Uyandıran Protokol: Babylon

Bitcoin’i Uykusundan Uyandıran Protokol: Babylon

Bitcoin’in hikayesi, bugüne kadar çoğunlukla “hodl” etmek ve “harcamak” etrafında şekillendi. 15 yıl boyunca onu ya güvenli bir liman olarak cüzdanlarımızda sakladık ya da dünyanın bir ucundan diğer ucuna değer transferi için kullandık. Ne zaman Bitcoin’i başka zincirlere taşımaya kalksak; gerek DeFi’ye dahil etmek, gerekse stake etmek için arada hep bir köprü kurmamız gerekti. Bu köprüler ise çoğunlukla, bize merkeziyetsizlikten uzak ek riskler ve aracı projeler sundu. Ama şimdi birileri, Bitcoin’e üçüncü bir doğal kullanım alanı kazandırmaya çalışıyor: Staking.

Bitcoin’i Uykusundan Uyandıran Protokol: Babylon

Üstelik bu sefer köprü yok. Wrapping yok. Saklama hizmeti yok. Sadece saf, doğrudan, kendi Bitcoin’inle ve kendi imzanla çalışan bir yapı var.

Babylon’un başını çektiği bu yeni yaklaşım, yalnızca Bitcoin’in fayda alanını genişletmekle kalmıyor. Aynı zamanda tüm farklı ekosistemlerle Bitcoin’in nihayet organik bir bağ kurmasını sağlıyor. Üstelik, Babylon üzerinde şu anda yaklaşık $5 milyarlık bir kilitli değer (TVL) bulunuyor. Bu değer, birçok protokole göre oldukça etkileyici bir konumda. Ancak unutmayalım: Henüz kullanım alanı yaratılmamış, atıl halde duran yaklaşık $2 trilyonluk bir Bitcoin rezervi hâlâ orada bekliyor.

Peki bu nasıl mümkün oldu? Gerçekten "staking" diyebileceğimiz bir yapı mı bu?

Bu yazıda, Bitcoin’in üçüncü doğal kullanım alanı olarak staking’in ne anlama geldiğini, Babylon’un burada nasıl bir köprü (ama bildiğimiz türden olmayan bir köprü) kurduğunu, bu sistemin farklı ekosistemlere ne tür kapılar açabileceğini adım adım ele alacağız. Çünkü belki de Bitcoin, sadece "saklanan" bir varlık değil; başka zincirleri ayakta tutan bir temel haline geliyor.

Neden Daha Önce Mümkün Olmadı?

Bitcoin'in bugüne kadarki en büyük gücü aynı zamanda en büyük sınırıydı: Basitlik. Ağ, fazla bir şey yapmaması için tasarlandı. Akıllı kontratlar, hesaplamalar, zincir üstü programlanabilirlik gibi şeyler başka zincirlerin alanıydı. Bitcoin ise “gönder, al, sakla” gibi temel işlevleri en güvenli şekilde sunmaya odaklandı.

Hal böyle olunca, staking gibi daha kompleks yapıların Bitcoin’in kendi üzerinde kurulması teknik olarak mümkün olmadı. Bunun yerine, BTC’yi başka zincirlere taşıyıp orada staking yapılabilecek sentetik varlıklar yaratıldı. Yani aslında gerçek BTC değil, onun bir yansıması çalıştı. Ama bu da hep bir “ya köprü hacklenirse?”, “varlıkların saklandığı yapının güvenliği sağlanamazsa?” gibi soru işaretlerini beraberinde getirdi.

Özellikle bu konuya bir bakış attığımız yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

İşte burada Babylon devreye giriyor. Bitcoin’in scripting yeteneklerini ve kriptografik araçlarını kullanarak, BTC'yi başka bir yere taşımadan, kendi zinciri üzerinde kilitleyerek stake edilebilir hale getiriyor. Üçüncü taraf güvenine gerek kalmadan, tam bir bireysel saklama (self-custody) altyapısı sunuluyor. Bitcoin’in kendi güvenliğini bozmadan, dışarıya güvenlik sağladığı yeni bir tasarım.

Bu durum, Bitcoin için üç önemli anlam taşıyor diyebiliriz:

  1. Staking ilk kez Bitcoin’e gerçekten yerel (native) bir kullanım olarak ekleniyor.
  2. Bu stake edilen BTC, PoS zincirleri için bir güvenlik katmanı haline geliyor.
  3. Bitcoin, başka ağlara da hizmet veren aktif bir ekonomik araç oluyor.

Bu yüzden mesele sadece “Bitcoin artık stake edilebiliyor” değil. Mesele, bu staking’in ilk defa doğrudan Bitcoin üzerinde ve güvene ihtiyaç duymadan gerçekleşebiliyor olması.

Her Şey Sadece Bitcoin’i Stake Etmekle Bitmiyor: Babylon’un Anatomisi

Bitcoin’in stake edilebilir hale gelmesi başlı başına büyük bir gelişme. Ama Babylon’un inşa ettiği yapı sadece buradan ibaret değil. Bitcoin staking sadece başlangıç katmanı. Bu bölümde, Babylon’un bu temel üzerine inşa ettiği diğer katmanlara ve rollere yakından bakacağız.

Üç Fazlı Gelişim

Babylon’un yolculuğu üç faza bölünmüş durumda.

Faz-1, sistemin arz tarafını başlatmakla ilgiliydi. Yani önce Bitcoin’lerin gerçekten stake edilmesini, güvenlik ve likidite sağlayacak BTC havuzunun oluşmasını hedefledi. Bu ilk aşamada, tam 57.000 BTC’den fazla stake edildi. Başka bir deyişle, yaklaşık $6 milyarlık bir varlık, tamamen bireysel saklama biçimde kilitlendi. Bu alanlara yeni bir adım atan Bitcoin için ciddi bir metrik diyebiliriz.

Şu sıralarda ise Faz-2 evresindeyiz. 11 Nisan’da Babylon Genesis ağı sınırlı miktarda staking kabul ederek devreye alındı.

Kaynak: Babylon Genesis Duyuru Post’u

24 Nisan itibarıyla ise sistem tamamen izne dayalı olmayan bir hale (permissionless) geliyor. Artık hem yeni kullanıcılar BTC stake edebilecek, hem de Faz-1 döneminde stake yapanlar Babylon Genesis’e geçiş yapabilecek.

Son adım olan Faz-3, işin talep ve farklı bir ekosistem tarafını oluşturacak diyebiliriz. Yani bu BTC güvenliğini kullanmak isteyen ağlar, Babylon’un tanımıyla Bitcoin Secured Network’ler (BSN), birer birer entegre olacak. Böylece stake edilmiş BTC’ler yalnızca pasif olarak saklanmakla kalmayacak, başka zincirlerin güvenliğini sağlayan aktif bir ekonomik sermayeye dönüşecek.

Aslında bu yeni dönemin ilk örneklerinden biri çoktan hazır, o da Sui. Geçtiğimiz sene duyurulan Babylon-Sui partnerliği, kısa süre önce resmi bir duyuruyla güncellendi. Sui ağı, 2025 sonuna doğru Bitcoin güvenliğini yapısına entegre ederek resmi bir BSN haline gelecek. Bu sayede hem kendi güvenliğini çeşitlendirmiş olacak, hem de BTC’nin kullanım alanlarını genişleten ağlardan biri olarak ön plana çıkacak gibi duruyor.

İşte İlk BSN: Babylon Genesis

Babylon’un fazlara ayrılmış yapısı içinde Genesis, sadece bir başlangıç ağı değil; aynı zamanda tüm bu ekosistemin sinir sistemi gibi davranıyor. Hem Bitcoin staking’i hayata geçiren ilk ağ olarak hem de diğer BSN’ler için altyapı sağlayıcısı rolüyle oldukça kritik bir noktada duruyor.

Genesis’in üç farklı kimliği var diyebiliriz:

  1. Bitcoin güvenliğiyle çalışan bir Katman-1
  2. Diğer BSN’lerin yön bulmasını sağlayan bir kontrol merkezi (control plane)
  3. Bitcoin temelli DeFi’ye zemin hazırlayan bir likidite merkezi (liquidity hub)

Bitcoin’le Güvenliğe Kavuşan İlk L1

Genesis temelde, CometBFT konsensüsünü kullanan PoS tabanlı bir ağ. Ama onu sıradan bir PoS ağından ayıran şey, doğrudan Bitcoin staking ile güvence altına alınması. Kullanıcılar Bitcoin’lerini başka bir zincire taşımadan stake ediyor, ve bu stake edilmiş BTC’ler üzerinden güvenlik sağlayan Finality Provider’lar aracılığıyla Genesis bloklarına kesinlik (finality) kazandırılıyor.

Sistem, “dual-quorum” denilen iki farklı doğrulama sağlayan unsurun bir arada çalışmasıyla inşa edilmiş vaziyette. Ne demek istendi ve kim bunlar?

  • CometBFT doğrulayıcıları: Babylon’un token’i olan BABY stake edilmiş olanlar.
  • Finality Provider’lar: Bitcoin stake edilmiş olanlar. Bunlar da bloklara kesinlik kazandırıyor, ve gerektiğinde yanlış davrananlar slashing mekanizmasıyla cezalandırılıyor.

Kısaca: Genesis, Bitcoin’in gücünü direkt olarak bir Layer-1 zincire aktarabilen ilk örnek.

Kontrol Merkezi Olmak Ne Demek?

Genesis aynı zamanda diğer BSN’ler için bir kontrol noktası gibi davranıyor. Her BSN kendi başına bir zincir olabilir ama Bitcoin ile tam anlamıyla entegre olmak için bir koordinasyon katmanına ihtiyaç duyuyor. İşte Genesis bu rolü üstleniyor.

Bu katman üzerinden:

  • Diğer zincirler, “Bitcoin timestamping” gibi özellikleri Genesis aracılığıyla kullanabiliyor.
  • Kesinlik verileri ve staking bilgileri, Genesis üzerinden alınabiliyor.
  • Protokol seviyesinde bir ödül paylaşım mekanizması kuruluyor: Genesis, BSN’lerden aldığı gelirleri kendi doğrulayıcıları, staker’ları ve finality provider’ları arasında dağıtıyor.

Likiditeyi de Unutmamak Lazım

Bitcoin staking’in var olması, beraberinde doğal olarak son zamanların en popüler yapılarından biri olan LST (Liquid Staking Token)’leri de getiriyor. Bu BTC LST’ler, stake edilmiş BTC karşılığında alınan ve başka yerlerde kullanılabilen temsilci token’ler. Genesis üzerinde:

  • BTC LST basımı mümkün olacak.
  • DEX’ler ve borç verme protokolleri gibi ilk temel DeFi bileşenleri yer alacak.
  • Bu token’ler üzerinden likidite sağlamak isteyenler için vault (kasa) yapıları inşa edilecek.

$BABY: İsmi Tatlı, Rolü Ciddi

Genesis’in yerel token’i $BABY. Evet, ismi tatlı olabilir ama ağı ayakta tutan en ciddi parçalardan biri.

Bu token, ağdaki işlemlerin gaz ücreti, yönetişim, ve PoS doğrulayıcılarının stake’leri için kullanılıyor. Genesis ağı, hem Bitcoin staking’i (finality provider’lar) hem de BABY staking’i (doğrulayıcılar) ile güvence altına alınıyor. Bu ikili yapı sayesinde hem BTC sahipleri hem de BABY tutanlar ağ güvenliğine katkı sunabiliyor ve karşılığında ödüller alıyor.

Tokenomiye de bir göz gezdirirsek:

Toplamda 10 milyar $BABY token var. Token dağılımı da şu şekilde:

  • %15 Topluluk teşvikleri
  • %18 Ekosistem geliştirme
  • %18 Ar-Ge ve operasyon
  • %30.5 Özel yatırımcılar
  • %15 Ekip
  • %3.5 Danışmanlar

Token’lerin açılma periyodu da yukarıdaki tablodaki gibi olacak. Topluluk tarafındaki token’ler ilk günden itibaren tamamen açıkken dağılımdaki kalan kategoriler ilk 1 yıldan sonra periyodik olarak açılacaktır.

Babylon Anatomisi Sağlıklı Gibi, Peki Ekosistemi Mevcut mu?

Evet, Babylon’un mimarisi sağlam, teknolojisi iddialı. Ama iyi bir protokol yalnızca altyapıyla değil, üstüne inşa edilenlerle de var olur. Neyse ki Babylon tarafında sadece temel atılmakla kalınmamış, deyim yerindeyse binanın içine taşınacak kiracılar da yavaş yavaş sıraya girmeye başlamış.

Yukarıdaki görselde, kategori bazında dikkat çeken projelere göz atabilirsiniz. Öne çıkanlardan bazılarına değinecek olursak; Cosmos ekosisteminin önemli oyuncularından Osmosis, Arbitrum Stack ile geliştirilen Corn, OP Stack ile geliştirilen BOB, DEX tarafında ise Tower DEX dikkat çekiyor. BTC LST’ler için stabil swap havuzları, vault’lar ve likidite stratejileri sunan bu uygulamalarla neler olacağını göreceğiz.

Geçtiğimiz günlerde de son dönemin en çok dikkat çeken projelerinden biri olan Union (Union ile ilgili olan yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.), Babylon ekosisteminde birçok ekosistemi bağlayacak alt yapıyı sağlamak için partnerlik duyurdu.

Son Yorumlar: Bitcoin’in Yeni Rolü Nasıl Bir Sonuç Verecek?

Bitcoin, yazının başında da bahsettiğimiz gibi yıllardır zincirlerin dışında, soğuk cüzdanlarda bekleyen bir dev gibiydi. Ama Babylon sayesinde, artık o dev yerinden kalkıyor.

Henüz yolun başındayız. Ama bu yol, Bitcoin’in pasif bir rezerv varlık olmaktan çıkıp, aktif bir ekosistem oyuncusuna dönüştüğü yeni bir sayfayı açıyor olabilir. Şimdi önemli olan, bu sayfanın nasıl yazılacağı. Bitcoin’in bu yeni rolü sizce nasıl bir sonuç verecek?