DYOR Nedir?
Kripto dünyasında sıkça duyulan kısaltmalardan biri olan DYOR, İngilizce “Do Your Own Research” ifadesinin baş harflerinden oluşur. Türkçesiyle, “Kendi araştırmanızı yapın.” Bu ifade yatırım yaparken attığınız her hamlenin sizin sorumluluğunuzda olduğunu hatırlatan temel bir uyarıdır. Kripto ekosisteminde başarılı olmak isteyen herkesin atması gereken ilk adımlardan biri, duyduğu her şeye inanmadan önce araştırma yapmayı alışkanlık haline getirmektir.


DYOR Neden Önemli?
Kripto varlıklar, geleneksel yatırım araçlarına kıyasla çok daha yeni, hızlı değişen ve karmaşık yapılara sahip. Bu alandaki projeler genellikle erken aşamada yatırımcı bulmak için iddialı vaatlerde bulunur. Bazıları gerçekten teknolojiye dayanırken, bazıları ise sadece spekülasyonlara dayanır.
Ne yazık ki, dolandırıcılık vakalarına da web3 ekosisteminde oldukça sık rastlanır. Bu yüzden yatırım yapacağınız projenin arkasında gerçek bir ekip olmaması ya da vaat edilen teknolojinin aslında hiç geliştirilmediği durumlar, büyük zararlara uğratabilir. DYOR, bu tür riskleri azaltmak için en etkili yöntemlerden biridir.
DYOR Nasıl Yapılır?
DYOR demek, yalnızca bir projenin internet sitesine göz atmak demek değildir. Sağlam bir araştırma; teknik belgeleri okumayı, topluluk yorumlarını analiz etmeyi, ekip üyelerini incelemeyi ve projeye dair zincir üstü verileri gözlemlemeyi içerir.
DYOR yaparken dikkat edilmesi gereken temel noktalar:
1. Projenin Temellerini Anlamak
Her şeyden önce bir kripto projesi ne işe yarıyor, hangi soruna çözüm getiriyor ve bu çözüm neden önemli, bu soruların cevabı net olmalıdır. Birçok proje süslü vaatlerle dikkat çekebilir. Ancak bu vaatlerin arkasında gerçekten anlamlı bir yapı olup olmadığı incelenmelidir.
2. Teknik Belgeler ve Whitepaper
Whitepaper, bir projenin teknik altyapısını, kullanım amacını ve yol haritasını detaylı biçimde açıklar. Açık, şeffaf ve teknik tutarlılığı olan whitepaper’lar projeye olan güveni artırır. Aşırı genel ifadeler, vaat edilenlerin teknik karşılığının olmaması veya kopyala-yapıştır içerikler ciddi bir uyarı olabilir.
3. Ekip ve Geçmişi
Projenin arkasındaki ekip kim? Daha önce başarılı projelerde çalışmışlar mı? Tamamen anonim bir ekip mi? Anonim ekipler mutlaka kötü niyetli olacak diye bir kural yok ama dolandırıcılık vakalarının çoğu isimsiz ekipler tarafından gerçekleştiriliyor. Ekip üyelerinin geçmişini araştırmak ve daha önce yer aldıkları projeleri incelemek projenin güvenilirliği ile ilgili önemli ipuçları sağlayabilir.
4. Topluluk ve Sosyal Medya Varlığı
Bir projenin aktif, organik ve sağlıklı bir topluluğu olması, genellikle uzun vadeli başarı ihtimalini artırır. Ancak topluluk sayısı kadar kalitesi de önemlidir. Twitter, Telegram veya Discord gibi platformlarda yapılan yorumlar; kullanıcıların projeye gerçekten inandığını mı, yoksa yalnızca “shill”lediğini (örtülü reklamını yapıp yapmadığını) anlamanızı sağlar.

5. Zincir Üstü Veriler
Etherscan gibi araçlar sayesinde, projenin sözleşmeleri incelenebilir. Örneğin; token’lerin büyük kısmı tek bir cüzdanda mı tutuluyor? Likidite kilitlenmiş mi? Daha önce rug pull’a (halı çekme) benzer davranışlar olmuş mu? Bu tür sorulara zincir üstünde yanıt bulmak mümkündür.
6. Tokenomik Yapı
Projenin token arzı ne kadar? Ne kadarı yatırımcılara ayrılmış, ne kadarı ekipte? Emisyon planı nasıl? Token dağılımında adaletsizlik varsa veya arzın çoğunluğu belirli adreslerde toplanmışsa ileride piyasa manipülasyonuna neden olabilir.
7. Rakipler ve Pazar Konumu
Her projenin mutlaka bir rakibi vardır. Araştırma yaparken yalnızca tek bir projeye odaklanmak yerine, aynı alandaki alternatif projeleri de kıyaslamak önemlidir. Projenin gerçekten farklılaştığı noktalar neler, alternatiflerinden daha güçlü mü incelenmelidir.
DYOR Yapılmazsa Ne Olur?
Araştırma yapılmadan yatırım kararı almak, büyük riskler barındırır. Sosyal medyada gördüğünüz bir tweet ya da influencer’ın videosu her zaman güvenilir olmayabilir. Birçok dolandırıcılık vakasında, projeler büyük vaatlerle ve şişirilmiş pazarlama taktikleriyle yatırımcıları cezbeder. Shilling, sybil saldırıları (sahte topluluk oluşturma), sahte ortaklık duyuruları ve sözde “garanti kazanç” vadeden sistemler genellikle dolandırıcılık habercisi olabilir.
DYOR yapmadan yatırım yapan kullanıcılar, projeyi doğru analiz edemedikleri için ya erken aşamada zarar ederler ya da ellerindeki token değersiz hale geldiğinde durumu fark ederler. Ne yazık ki birçok kişi bu şekilde birikimlerini kaybediyor.
DYOR Sadece Yatırım İçin mi Gerekli?
DYOR yaklaşımı yalnızca yatırımcılar için değil, Web3 dünyasında çalışan geliştiriciler, içerik üreticileri veya topluluk yöneticileri için de oldukça önemlidir. Bir içerik üretirken, bir cüzdan kullanırken ya da bir blok zincir üzerinde geliştirme yaparken de “kendi araştırmanızı yapmak” en doğru sonuçlara ulaşmanıza yardımcı olur.
DYOR kültürü, Web3’ün temel ilkelerinden biri olan bireysel sorumluluğa dayanır. Merkeziyetsizlik yalnızca teknik bir özellik değil; aynı zamanda kullanıcıların kendi yolunu çizme özgürlüğüdür. DYOR ise bu özgürlüğün bilgiyle birleşmesidir. Yatırımcıyı pasif bir takipçiden aktif bir karar vericiye dönüştürür.
Son Söz
Kripto ekosistemi büyüdükçe, fırsatlar kadar riskler de çoğalıyor. DYOR, bu ekosistemde ayakta kalmak ve bilinçli hareket etmek isteyen herkesin başvurması gereken bir yoldur. Bazı projeler çok parlak görünebilir, bazı vaatler çok cazip gelebilir, bazı topluluklar çok kalabalık olabilir… Ancak ne olursa olsun; kendi araştırmanızı yapmadan hiçbir şeye körü körüne güvenmemek önemlidir. Bu yazıdaki tüm maddeler de kendi araştırmanızı yapmanız için öneriler sunsa da bu maddeleri değerlendirmek ve uygulamak da tamamen sizin seçiminizdir ve hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Kendi araştırmanızı yapın! :)