Bankacılık Sektörü

Türkiye'de bankacılık sektörü ekonominin lokomotifi konumundadır. Ülkenin, yatırımlarını borçla finanse eden bir yapısı olduğundan, bankalar ekonomide çarkların dönmesi için oldukça önemli bir yerde dururlar. Yüksek nüfusa sahip olunması da burada önemli katalistlerden biridir. Bankacılık sektörü BDDK tarafından denetlenir. Sektör, özellikle 2001 krizi sonrası alınan önlemler sonucunda hem yerel hem de uluslararası ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklılığını sıkça test etmiş ve genel olarak bu sınavlardan başarıyla geçmiştir. Sektör 4 ana bileşenden oluşur. Kamu bankaları, yerli özel bankalar, yabancı bankalar ve yatırım-kalkınma bankaları. Yatırım ve kalkınma bankalarını diğer 3 gruptan ayıran ana fark, bu bankaların mevduat toplamamalarıdır.

Bankalar birçok farklı hizmet sağlasalar da ana faaliyetleri mevduat toplayıp kredi vermeleridir. Ana bankacılık diye tabir edilen faaliyet budur. Bankalar temelde aradaki bu makastan para kazanırlar.

Banka Bilançolarının Yapısı

Bankaların bilançoları; aktifler, yükümlülükler ve özsermaye olmak üzere üç ana bölümden oluşur. Aktifler, bankanın sahip olduğu nakit, krediler, menkul kıymetler ve diğer varlıkları içerirken, yükümlülükler mevduatlar, borçlanmalar ve diğer yükümlülükleri kapsar. Mevduat bankanın borcudur ve bu borca bir faiz ödemektedir. Kredi ise bankanın alacağıdır, bundan da faiz alır. Bankacılık sektöründe, bilanço yapısının sağlıklı bir şekilde yönetilmesi, özellikle likidite ve kredi riski açısından büyük önem taşır. Aktifler içindeki kredi portföyünün kalitesi, sektörün karlılığı üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Aktif kalitesi, takipteki alacak oranı (NPL) ile takip edilir.

Kredi Büyümeleri

Kredi büyümeleri, bankacılık sektörünün ve genel ekonominin sağlığı hakkında önemli ipuçları verir. Türkiye'de kredi büyüme oranları, ekonomik döngüler ve politik kararlarla yakından ilişkilidir. Ekonominin seyrine göre dönemsel olarak kredi büyümeleri ve daralmaları görülebilir. Kredi büyümelerinin analizi, bankaların risk yönetimi ve likidite stratejilerinin anlaşılmasında önemi bir yerdedir. Bankaların kredi verme kapasitesi arttıkça, işletmeler ve bireyler için finansman erişimi kolaylaşır, bu da tüketimi ve yatırımları teşvik ederek genel ekonomik büyümeyi destekler.

Net Faiz Marjı (NFM)

Net faiz marjı, bankaların faaliyetlerinden elde ettiği faiz gelirlerinin, ödenen faiz giderlerine oranını gösterir. Bu oran, bankanın temel gelir kaynaklarından biri olan faaliyetlerinin karlılığının önemli bir göstergesidir. Bankacılık sektörü için en önemli rasyolardan biridir. Karlılık bu rasyoyla izlenir.

Takipteki Krediler Oranı (NPL)

Non-performing loan (NPL) rasyosu, bankaların portföyündeki problemli kredilerin toplam krediye oranını gösterir. Yüksek bir NPL rasyosu, kredi portföyündeki risklerin ve potansiyel zararların arttığını işaret eder. Düşük faiz ortamlarında NPL rasyosunun düştüğünü görürüz çünkü faiz düşükken insanlar borçlarını finanse edebilirler. Yükselen faiz NPL rasyolarında bozulmayı beraberinde getirebilir. Bankalar için NPL rasyosunun düşük tutulması, sağlıklı bir kredi portföyü ve etkin bir risk yönetimi anlamına gelir.

Özkaynak Karlılığı (ROE)

Özkaynak karlılığı, bankanın özsermayesinin ne kadar etkili kullanıldığını gösteren bir orandır. Bu oran, yatırımcılar ve analistler tarafından, bankanın varlıklarını karlı bir şekilde kullanma becerisini değerlendirmede kullanılır. Burada referans olarak enflasyon alınabilir ancak bankalar bazı dönemlerde enflasyonun altında da özsermaye karlılığı üretebilir. Varlıkların etkin kullanılıp kullanılmadığına yönelik en önemli indikatördür.

Yenilikçi temel analiz platformuFintables'ı ücretsiz deneyin