Sektörel Görünüm - Temmuz 2025 Sanayi Bülteni
PMI
✦ İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye İmalat PMI verisi, haziranda son sekiz ayın en düşük değerini alarak 46,7’ye geriledi ve 50 eşik değerinin altında 15. ay üst üste kalmış oldu. Yeni siparişler ve ihracat siparişlerindeki düşüş eğilimi ikinci yılına ulaşırken üretim hacmi Ekim 2024’ten bu yana en sert daralmayı kaydetti. İstihdam son dokuz ayın en yüksek oranında gerilerken satın alma faaliyetleri de Eylül 2024’ten bu yana en keskin yavaşlamayı yaşadı. Liranın değer kaybı ve İran’daki gelişmeler girdi maliyetlerinde artışı hızlandırsa da nihai ürün fiyatlarındaki artış hızı yılın en düşük seviyesine geriledi. Ayrıca, satışlardaki düşüşe bağlı olarak nihai ürün stokları son üç ayda ilk kez artış gösterdi.
✧ Haziran anketine göre takip edilen 10 sektörün tamamında PMI’lar 50’nin altında kaldı. Yeni siparişler yalnızca makine ve metal ürünleri sektöründe artarken tekstil sektörü üretim, sipariş ve istihdamda en sert düşüşlerin yaşandığı sektör oldu ve nihai ürün fiyatlarını düşüren tek sektör olarak dikkat çekti. Tekstil ürünleri dışında tüm sektörlerde ürün fiyatları yükselmesine karşın çoğu sektörde enflasyon mayıs ayına göre geriledi*.* Elektrikli ve elektronik ürünler ile ana metal sanayi, istihdamını artıran iki sektör oldu. Ancak kara ve deniz taşıtları üretimde Mayıs 2020’den bu yana en keskin daralmayı yaşadı.

Sanayi Üretimi
✦ Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre mayıs ayında sanayi üretimi yıllık ve aylık bazda toparlanma kaydetti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks bir önceki aya göre %3,1 artarken, geçen seneye kıyasla %4,9 oranında yükseldi. Manşet veri güçlü bir görünüme işaret etse de detaylara bakıldığında bu artışın büyük ölçüde baz etkisinden kaynaklandığı görülüyor. ✧ Mart–Mayıs dönemini kapsayan üç aylık eğilimde yıllık büyüme %3,5’e yükselmiş durumda. Ancak aylık verilerin ortalaması, üretimdeki toparlanmanın halen zayıf olduğunu gösteriyor. Alt kırılımlarda sermaye malı üretimi %12’lik yıllık artışla öne çıkıyor ve bu kalem yatırım eğiliminde bir canlanma sinyali veriyor. Enerji üretimi %8,8 artışla güçlü bir performans sergilerken dayanıklı tüketim mallarında %1,7’lik yıllık daralma dikkat çekiyor. Bu segmentte hem iç hem de dış talepte zayıflık işaretleri öne çıkıyor. Tekstil ise üretim trendinde aşağı yönlü eğilimini sürdürüyor.
✧ Sektörel düzeyde, cam-çimento, mobilya ve madencilik gibi iç pazar odaklı kalemlerde kısmi toparlanmalar gözleniyor. Otomotiv üretimi ise 13 aylık daralma sürecinin ardından mayısta yeniden artışa geçti. Genel olarak mayıs ayında manşet veriler baz etkisinin desteğiyle güçlü bir tablo çizse de alt detaylar üretimde kırılganlığa işaret ediyor. Haziran ayına ilişkin öncü göstergeler de zayıflık sinyali veriyor. İkinci çeyrek büyümesinin ilk çeyreğin gerisinde kalması muhtemel. Yıllık bazda %3,5 seviyesinde bir büyüme öngörüsü korunuyor, ancak TCMB’nin sürdürdüğü sıkı para politikasının bu beklenti üzerinde aşağı yönlü risk yarattığı görülüyor.

İhracat
✦ Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’nin haziran ayındaki toplam ihracatı geçtiğimiz seneye kıyasla %8 artarak 20.536 milyon dolar oldu. Toplam ihracat büyüklüğünde 2025 Mayıs ayına göre ise haziran ayındaki daha düşük resmi iş günü sayısının etkisiyle %17,3’lük bir düşüş gerçekleşti.
✧ Alt sektörleri incelediğimizde bitkisel ürün ihracatının yıllık bazda %1,4, hayvansal ürün ihracatının %22,2 yükseldiğini görüyoruz. Tarıma dayalı işlenmiş ürün ihracatı toplam %3,1 artarken bunun alt kalemlerinden tekstil ve hammadde ihracatında %7,5’lik büyüme, deri ve deri mamulleri ihracatında %8,1’lik daralma gerçekleşti. Kimyevi madde ve mamul ihracatı %18 büyürken sanayi sektörü genelindeki toplam ihracat büyüklüğü ise %9,7 yükseldi. Öte yandan, sanayi mamulleri içerisinde toplam ihracata %1’in üzerinde katkı sağlayan sektörler arasında, haziran ayında ihracatını yıllık bazda en fazla artıran sektör %30,4 ile otomotiv oldu.
| Sektör | Haziran İhracatı (bin USD) | Yıllık Değişim (%) |
|---|---|---|
| Otomotiv | 3.408.167 | 30,4 |
| Kimyevi Maddeler ve Mamulleri | 2.615.754 | 18,0 |
| Çelik | 1.447.976 | 10,3 |
| Hazır Giyim ve Konfeksiyon | 1.199.934 | -7,3 |
| Elektrik ve Elektronik | 1.277.269 | 7,5 |
| Demir ve Demir Dışı Metaller | 969.191 | 3,6 |
| Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri | 871.189 | 7,7 |
| Makine ve Aksamları | 801.152 | 4,9 |
| Tekstil ve Hammaddeleri | 693.351 | 7,5 |
| Savunma ve Havacılık Sanayii | 622.921 | 10,4 |
| Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri | 588.946 | 8,1 |
✧ Haziran ayındaki ihracat verilerini ve güncel gelişmeleri değerlendiren TİM Başkanı Mustafa Gültepe şu ifadeleri kullandı: ‘’Küresel belirsizliklere ve rekabetçiliğimizin zayıflamasına rağmen ilk altı ayı artıda kapatmamızı, yıllıklandırılmış ihracatta ilk kez 267 milyar dolara ulaşmamızı başarı olarak değerlendirebiliriz. Ancak son 2,5 yıldır hedefimizin gerisinde kaldığımızın altını çizmem gerekiyor. Çünkü birçok sektörde fiyat tutturamıyoruz. Fiyat tutturamayınca müşteri ve pazar kaybediyoruz. Mal ihracatı yapan 26 sektörümüzün neredeyse yarısı hemen her ay eksi yazıyor. İhracattaki artış birkaç sektörün katkısıyla devam ediyor. Haziran ayı rakam açıklaması toplantısında da altını çizdiğim gibi bu durumu normalleştirmemeliyiz. Tüm sektörlerimizin ihracata pozitif katkı vereceği iklimi birlikte oluşturmalıyız. Hızımızın kesilmesinde küresel belirsizliklerden daha çok ülkemizde girdi maliyetleri ile kur arasındaki paralelliğin kopmasının etkili olduğunu biliyoruz. Mayıs 2022-Mayıs 2025 döneminde asgari ücret yüzde 420, TÜFE yüzde 232 artarken, dolar kurundaki artış yüzde 148'de kaldı. İşte bu tablo bize rekabetçiliğimizdeki zayıflamanın nedenini özetliyor. İhracatımızı arzu ettiğimiz oranlarda büyütebilmemiz için uygun koşullarda finansmana erişebilmemiz gerekiyor. Bu çerçevede döviz dönüşüm desteğinin artırılması, reeskont kredilerinde faiz oranlarının düşürülmesi ve limitlerin yükseltilmesi, firmalarımızın düşük faizli ve uzun vadeli krediye erişimine imkân verecek yeni projelerin devreye alınması büyük önem arz ediyor.’’
✧ İSO İhracat İklimi Endeksi haziran ayında 51,0 puanla yatay kalırken endeksteki artış serisi 18. aya ulaşmış oldu. Endeksi taşıyan temel dinamiklerde de bir değişiklik söz konusu değil. ABD ve Orta Doğu güçlü kalırken Avrupa tarafında karışık seyir devam ediyor. ABD tarafı pozitif. Türk imalat ihracatında %6’lık paya sahip olan ABD’de üretim haziranda da güçlü kaldı. Ekonomi yavaşlamıyor. Orta Doğu’da ise en dikkat çekici ülke yine BAE oldu. Büyüme mayısa göre hızlandı. Suudi Arabistan ve Kuveyt de yukarı yönlü ivme gösterdi. Katar yeniden büyümeye geçti. Buna karşılık, Lübnan ve Mısır’da üretim düşmeye devam etti. Bölge içi ayrışma net şekilde gözleniyor. Avrupa tarafı ise henüz toparlanmış değil. Almanya ve Birleşik Krallık nihayet daralma bölgesinden çıktı. İtalya, İspanya ve Hollanda büyümeyi sürdürdü. Ancak Fransa ve Romanya’da üretim düşüşe geçti. Özellikle Fransa, Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir paya sahip olduğu için dikkat çekiyor. Genel olarak ihracat iklimi büyümeye devam ediyor. Ancak bu büyüme coğrafi olarak eşit dağılmıyor. ABD ve Orta Doğu pozitif katkı sunarken Avrupa’da toparlanma sınırlı ve kırılgan. Bu nedenle pazar çeşitliliğine dayalı ihracat stratejisini sürdürmek kritik. Özellikle Avrupa’dan gelecek veriler yılın ikinci yarısında ihracat ivmesini belirleyecek.

İstihdam
✦ Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı son verilere göre, mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı mayıs ayında %8,4’e geriledi. 20 baz puanlık bu azalış, son iki ayda kaydedilen yükseliş eğiliminin ardından dikkat çekici bir kısmi toparlanmaya işaret etti. İşsiz sayısı 69 bin kişi azalarak 2 milyon 972 bine inerken işsizlik oranı erkeklerde %6,5, kadınlarda ise %11,9 olarak kaydedildi. İstihdam edilenlerin sayısı aynı dönemde 100 bin kişi artarak 32 milyon 519 bine yükseldi ve istihdam oranı 0,1 puanlık artışla %49,0’a çıktı (erkeklerde %66,3; kadınlarda %32,2). İşgücü ise 31 bin kişi artarak 35 milyon 491 bine ulaştı ve işgücüne katılma oranı %53,5 ile önceki aya göre sabit kaldı.
Kapasite Kullanım Oranı ve Reel Kesim Güven Endeksi
✦ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre Haziran 2025’te Reel Kesim Güven Endeksi zayıflayan beklentilerle birlikte düşüşünü sürdürdü. Mevsimsellikten arındırılmamış endeks bir önceki aya göre 1,1 puan gerileyerek 100,3’e, mevsimsellikten arındırılmış endeks ise 0,2 puan azalışla 98,4 seviyesine indi. Endekste aşağı yönlü baskıyı; genel gidişat, son üç aydaki toplam sipariş miktarı ve gelecek üç aydaki istihdam beklentileri oluştururken, ihracat sipariş miktarı, üretim hacmi ve sabit sermaye yatırımlarına ilişkin değerlendirmeler endekse sınırlı pozitif katkı sağladı. Gelecek üç aya yönelik üretim ve sipariş beklentilerinin önceki aya göre zayıfladığı görülürken, 12 aylık ÜFE beklentisi 1,2 puan gerileyerek %37,2’ye indi.
✦ Kapasite Kullanım Oranı (KKO) ise imalat sanayisinde bozulmanın sürdüğüne işaret etti. Mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO Haziran’da 0,7 puan azalışla %74,4’e, arındırılmamış KKO ise 0,4 puan gerileyerek %74,6’ya düştü.
Sektörden Açıklamalar
✦ Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Haluk Erceber, kimya sektörünün nisan ayından itibaren ve yaz boyunca zorluk yaşamaya devam ettiğini ifade ederek, ihracatta yaşanan düşüş ve iç pazarda satışların zayıf seyretmesinin sektörü baskıladığını belirtti. Sektördeki 22.500 firmanın %98,5’inin KOBİ olması nedeniyle, bu küçük işletmelerin ekonomik gerilemelerden en çok etkilenen grubu oluşturduğunu vurguladı. Avrupa’da üretim maliyetlerinin, özellikle enerji fiyatlarındaki artış nedeniyle, 2018–2019 krizine kıyasla 3,2 kat yükseldiğini belirten Erceber, bu durumun Avrupa’daki üreticileri zora soktuğunu ve ihracat ile satış hacimlerinde %5-8 oranında düşüşe yol açtığını söyledi. Türkiye’nin buna karşın işçilik ve enerji maliyetlerinde sağladığı görece avantaj sayesinde üretimi daha verimli sürdürebildiğini ve Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığı sayesinde siparişleri 10–15 gün içinde sevk edebilmesinin, Uzak Doğu’ya kıyasla ciddi bir lojistik üstünlük yarattığını ifade etti. Bununla birlikte, Çin’in Avrupa pazarına düşük fiyatlı ve yüksek kaliteli ürünlerle hızlı şekilde girebilmesini, hükümetin bu şirketlere sağladığı yaklaşık %20 oranındaki sübvansiyonlarla ilişkilendiren Erceber, bu durumun tarife dışı engeller altında Türkiye için haksız rekabet yarattığını ve Ticaret Bakanlığı’na yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını belirtti. İç pazardaki daralma karşısında ihracata yönelmenin de giderek zorlaştığını ekledi. Kimya sektörünün önde gelen yöneticilerinin, 2025’in başında Avrupa kimya sanayiinde kaydedilen %2,52’lik büyümenin yılın ikinci yarısında tersine dönerek %10’luk bir daralmaya dönüşebileceğini öngördüğünü aktaran Erceber, bu baskılar altında Avrupa Birliği'nin kimya ürünleri ithalatının 2024’te 15,4 milyar Euro’dan 2025’te 17,1 milyar Euro’ya yükseldiğini ifade etti.
✦ TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meclis Başkanı Şeref Fayat, sektörde haziran ayında da %7’lik aylık ve yıl başından bu yana %6,5’lik bir daralmanın sürdüğünü, tekstille birlikte aylık bazda 5.000–10.000 civarında, yıllık yaklaşık 80.000 kişilik istihdam kaybı yaşandığını belirtti. Yeni yatırımların büyük ölçüde yurt dışına, özellikle Kuzey Afrika’ya kaydığını vurgulayan Fayat, ABD’de %10, Avrupa’da %16 artan talebe ve ithalata rağmen, Türkiye'nin tercih edilmemesini, rakip ülkelere kıyasla yüksek maliyetlerine bağladı. Türkiye’nin Kuzey Afrika’dan %40–50, Uzak Doğu’dan %60–70 oranında pahalı olduğunu söyleyerek bu durumun ihracatı zorlaştırdığını ifade etti. 2023'te %15, 2024’te %10 küçülen sektörün 2025’te %7,5 daha daralmasının beklendiğini, kayıt dışı çıkışların %40’lara yaklaştığını söyledi. Ekonomi yönetiminin yalnızca kur baskısıyla çözüme ulaşamayacağını vurgulayan Fayat, 2025 için ciddi bir iyileşme öngörmediğini belirtirken 2026’dan itibaren luxury markalar olarak, küçük adetlerde hızlı teslimat yapan, e-ticarete uyum sağlayabilen ve seri üretimden bu dönüşümü gerçekleştirebilen firmalarla toparlanma beklediğini ifade etti.
✦ Dayanıklı Tüketim ve Beyaz Eşya Perakendeciler Derneği Başkanı Emre Abdik, ilk çeyrekte iç satışlarda %15’lik düşüş yaşandığını, ilk beş ayda ise 4,3 milyon adetle bu düşüşün %11’e gerilediğini belirtti. “Her ne kadar düşüş oranı %4 toparlanmış olsa da ihracat 8,7 milyon adetle %4 azaldı.” İlk çeyrekteki değişimin ana nedenlerinden birinin, seçim sonrası tüketicilerde oluşan zam beklentisiyle talebin öne çekilmesi olduğunu vurgulayan Abdik, mevsimsel kaymaların buzdolabı, klima gibi ürünlerin alımını ertelettiğini, enflasyon beklentisinin de talebi baskıladığını ifade etti. Abdik, beyaz eşya sektörünün enflasyonla mücadeledeki önemine dikkat çekerek, yıllık %60’lara ulaşan genel enflasyon oranına rağmen beyaz eşya grubunda fiyatların yalnızca %35 oranında arttığını belirtti. “11 Temmuz itibarıyla açıklanan haziran ayı verilerine göre, enflasyon oranı %35 iken beyaz eşyada bir yıllık fiyat artışı %29’da kalmıştır.” Kârlılıktaki düşüşü kredi kartı komisyonlarına bağlayan Abdik, örneğin 7 taksitli alışverişlerde %17–18’lik banka komisyonları nedeniyle tüketicinin vade farkı ödemek istemediğini ve bunun alım gücünü düşürdüğünü belirtti. Konut üretimindeki artışla birlikte beyaz eşya satışlarının da doğru orantılı olarak yükselmesini beklediklerini belirten Abdik, faiz oranlarındaki düşüşün konut satışlarını canlandırmaya başladığını ve bunun sektöre olumlu yansıdığını söyledi. İç satışların güçlü seyretmesi gerektiğini belirten Abdik, kredi kartı komisyonlarında sektör bazlı düzenleme yapılması gerektiğini ve finansman olanaklarının iyileştirilmesiyle sektörün yılı daha sağlıklı bir şekilde tamamlayabileceğini ifade etti.