Bir devrin sonu: KKM
Herkese iyi hafta sonları,
ABD’de dün merakla beklenen Powell’ın Jackson Hole konuşması, eylül ayında faiz indirimine yeşil ışık yakarken, varlık fiyatlarında yukarı yönlü bir hareket yarattı. Yurt içinde ise Kur Korumalı Mevduat uygulamasının tamamen sonlandırılması öne çıktı. BIST-100, TL bazında zirve tazelerken, yabancıların alımı devam ediyor. Tüketici güveni zayıf seyrini sürdürürken, TCMB’nin yayımladığı analiz firmaların döviz talebinde ciddi bir dönüşüm yaşandığını ortaya koydu. Diplomatik cephede Alaska’daki Trump–Putin görüşmesinin ardından Avrupa liderlerinin yeni arayışları gündemde.
Okuma süresi: 9 dakika 49 saniye.

Makroekonomi-Jeopolitik-Yurtdışı
1️⃣ Powell’ın Jackson Hole konuşmasına dair farklı fikirler vardı. FOMC tutanaklarının yayınlanmasının ardından bazı piyasa profesyonellerinin beklentisi Powell’ın beklenenin aksine enflasyon endişelerini merkeze alarak daha şahin bir konuşma yapabileceği yönündeydi. Ancak Powell, eylül indirimi için yeşil ışık yaktı. Powell’ın en dikkat çeken cümlesi, ‘Risk dengesindeki değişimlerin para politikası duruşunun ayarlanmasını gerektirebileceği’ oldu. Açıklamanın ardından hisse senetleri, tahviller, kripto varlıklar yükselirken doların zayıfladığını gördük. Yüksek faiz oranlarına duyarlılığı yüksek, piyasa değeri görece daha küçük şirketleri içeren Russell-2000’de sert yukarı yönlü fiyatlamayı takip ettik. Konuşmanın satır aralarında enflasyon risklerinin devam ettiğini, özellikle tarifelerin tüketici fiyatları üzerindeki baskısının artık açıkça hissedildiği yer alıyor. Piyasa beklentisi açıklamaların ardından Fed’in eylül ayında 25 baz puanlık indirimle ara verdiği indirim döngüsüne tekrardan başlayıp, daha sonrasında acele etmeden gelişmeleri izlemesi yönünde şekilleniyor.
2️⃣ TCMB, Kur Korumalı Mevduat’ta son pencereyi de kapattı. 23 Ağustos itibarıyla gerçek kişiler için de yeni açılış ve yenileme işlemleri durduruldu. TCMB’nin 2025 Para Politikası Metni’nde işaret edilen bu hedef, kademeli adımlarla zaten ilerliyordu. Önce tüzel kişi hesapları kapatıldı, ardından zorunlu karşılıklar, faiz düzenlemeleri ve stopaj avantajının kaldırılmasıyla TL mevduat cazip hale getirildi. İki yıl boyunca ekonominin merkezinde yer alan KKM, 2023 ortasında 140 milyar doların üzerine çıkmıştı. Fakat sıkı para politikası ve makroihtiyati tedbirlerle birlikte hızla eridi. 2025 başında 32,5 milyar dolara inen bakiye, bugün 11 milyar dolara kadar geriledi. Bankaların TL fonlamayı tercih etmeleri için zorunlu karşılık farkları ve faiz ödemeleri kullanıldı. Dövizdeki oynaklığın azalması ve TL lehine açılan getiri makası da mudilerin yönelimini değiştirdi. KKM’nin kaldırılması, sadece bir ürünün sonlanması açısından önemli değil. Para politikasının aktarım mekanizmasının güçlenmesi, TCMB bilançosundaki kur riski yükünün azalması ve makroihtiyati çerçevenin sadeleşmesi anlamına geliyor.
3️⃣ BIST-100, haftalık bazda %4,62 yükselişle 13 ay sonra TL bazında yeniden tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. 19 Mart haftasında test ettiği 8900 seviyelerin ardından bu yana endeksin %26 değer kazanmasında enflasyonun düşeceği beklentisi ve bunun faiz indirimlerine alan açacağı düşüncesi etkili oldu. Yabancı ilgisi de bu süreçte güçlendi. TCMB verilerine göre yabancılar geçtiğimiz hafta hisse senetlerinde 125 milyon dolarlık, DİBS tarafında ise 1,09 milyar dolarlık alım yaptı. Böylece haftalık toplam giriş 1,2 milyar dolara ulaştı. Yabancıların hisse senedi stoku 33,7 milyar dolar, DİBS stoku 14,7 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. DİBS’te yabancı payı %7,9’a yükseldi. Son zamanlarda %8’in üstüne çıkmakta zorlandık. Buralar yakın vadenin en yüksek yerleri olarak dikkat çekiyor. Enflasyondaki yavaşlama yatırımcıların kötümserliğini törpülerken, yeni indirimlerin önünü açıyor. Son Piyasa Katılımcıları Anketi’nde 11 Eylül’deki toplantı için 300 baz puanlık beklenti dikkat çekmişti. Borsada gördüğümüz zirveye rağmen dolar bazlı bir önceki zirveye halen uzağız. BIST-100 yılbaşından bu yana TL bazında %15,68 yükselmiş olsa da, dolar bazlı getiride bir önceki zirveye hala uzak bir yerdeyiz.
4️⃣ Tüketici Eğilim Anketi, hanehalklarının mali durum algıları, ekonomik beklentileri ile harcama ve tasarruf eğilimlerini ölçen kapsamlı bir çalışma ve tüketicinin iştahını göstermesi açısından önemli bir çalışma. Tüketici Güven Endeksi (TGE), tüketicilerin ekonomiye olan güvenini 0–200 aralığında gösteriyor. Endeksin 100’ün üzerinde olması iyimserliğe, 100’ün altında olması ise kötümserliğe işaret ediyor. Ağustos ayında TGE 84,3’e yükseldi. Temmuzdaki %1,8’lik gerilemenin ardından %0,9’luk artış sınırlı bir toparlanmaya işaret ediyor. Fakat üç aylık ortalamalar kalıcı bir iyileşmeye işaret etmiyor. Alt kırılımlara baktığımızda farklı alanlarda farklı beklentiler var. Maddi durum beklentisi ve genel ekonomik durum endeksleri düşüşünü sürdürürken, yalnızca dayanıklı tüketim malı alma eğilimi iyimserlik eşiğinin üzerinde kalmaya devam etti. Hem yarı dayanıklı hem de dayanıklı mallara harcama niyetinde 100 seviyesinin üzeri görülüyor, bu da tüketim eğiliminin belirli kalemlerde güçlü olduğunu gösteriyor.
5️⃣ TCMB’nin ‘Merkezin Güncesi’ kanalıyla bu hafta içinde yayınladığı çalışmaya göre firmaların döviz talebinde parasal sıkılaşma sonrasında belirgin bir dönüşüm ortaya çıkıyor. Yabancı para mevduat oranı 2023 Haziran’ında yüzde 60 seviyelerindeyken 2025 Haziran’ında yüzde 35’e kadar gerilemiş durumda. Akım veriler üzerinden yapılan incelemeler, net ihracatçı firmaların döviz satışlarının arttığını, dolayısıyla son bir yılda reel sektörün genel olarak nette döviz satıcısı konumuna geçtiğini gösteriyor. Buna karşılık net ithalatçı firmaların döviz akımı negatif, ancak yatay seyrediyor. Döviz ihtiyaçları önceki dönemlere benzer şekilde devam ediyor. Araştırmanın dikkat çektiği diğer bir nokta, döviz talebinin kaynağının giderek ithalat ödemelerine kayması. Parasal sıkılaşma döneminde net ithalatçı firmaların toplam döviz talebi içindeki payı yüzde 65’e yükselmiş durumda. Enerji başta olmak üzere otomotiv ticareti, demir-çelik, kimya ve telekomünikasyon sektörleri son dönemde döviz alımının büyük bölümünü oluşturuyor.
6️⃣ Geçtiğimiz haftanın en önemli gelişmesi Alaska’da gerçekleşen Trump-Putin görüşmesiydi. Görüşmeye dair büyük beklentilerin aksine dağ fare doğurmuş ve somut bir kazanım elde edilememişti. Ancak Avrupalı liderlerin oyuna girmesiyle daha elle tutulur fikirler ortaya çıkıyor. İngiltere ve Fransa başta olmak üzere yaklaşık on ülke, Ukrayna’ya asker göndermeye hazır olduklarını tartışıyor. Bu askerlerin cephe hattında değil, daha güvenli bölgelerde konuşlanması planlanıyor. Trump ise Amerikan askerini sahaya indirmeyi reddetse de, istihbarat, hava desteği ve donanım katkısıyla sürece ‘arka plan güvencesi’ sağlayabileceklerini ima ediyor. Böylece Avrupa, ABD’nin çekimser tavrına rağmen Washington’un gölgesinde kendi ağırlığını artırmaya çalışıyor. Fakat Kremlin’in NATO askerlerine kapıyı tamamen kapatması ve doğudaki toprak tavizinde ısrar etmesi, bu planların uygulanabilirliği konusunda büyük bir soru işareti yaratıyor. Avrupa’nın amacı Kiev’i olası bir Putin–Zelenskiy görüşmesi öncesinde daha güçlü bir konuma sokmak.
7️⃣ Euro Bölgesi’nde PMI’ın 51,1’e yükselerek son 15 ayın en güçlü artışını kaydetmesi, Avrupa sanayisine dair tarife endişelerini azalttı. İmalat sektöründe artış görsek de hizmet sektörü tarafında hızlanma istenen seviyede değil. Büyümeye işaret etmesine rağmen, hizmet PMI’ı 51’den 50,7’ye geriledi. Bu da iç talebin zayıf kaldığını, tüketicilerin temkinli ve işletmelerin ekonomik görünüme ilişkin belirsizlik içinde olduğunu ortaya koyuyor. Buna karşın hem imalat hem hizmet sektöründe yeni siparişlerde iyileşme var. Ayrıca istihdam da arttı. Bunlar, uzun bir süredir zayıf bir dönemden geçen ekonomi için olumlu işaretler. ABD’nin tarifelerine ve belirsizliklere rağmen işletmelerin dayanıklılık göstermesi dikkat çekiyor, ancak hizmet sektöründeki maliyet baskıları ECB’yi temkinli kılıyor. Swap piyasalarında eylülde yeni bir indirim olasılığı %5’e kadar gerilerken, bu yıl içinde ek gevşeme ihtimali %40 olarak fiyatlanıyor.

Sektörler
1️⃣ Türkiye’de gıda fiyatlarının seyri, enflasyonun gidişatı açısından oldukça önemli. TÜFE’nin kabaca dörtte birini oluşturan gıda fiyatları, dezenflasyon sürecinde en çok izlediğimiz yerlerden biri. TÜİK’in açıkladığı Tarım Girdi Fiyat Endeksi, çiftçinin üretimini gerçekleştirmek için ara tüketim olarak kullandığı mal ve hizmetler ile yatırım amaçlı aldığı mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarındaki değişimi ölçmek amacıyla hesaplanan bir endeks. Bu hafta gelen veriler, maliyet baskısının sürdüğüne işaret ediyor. Haziran ayında Tarım-GFE aylık bazda yüzde 2,52 arttı, yıllık artış ise yüzde 33,9’a ulaştı. Yıl başına göre kümülatif artış yüzde 17,9 oldu. Aylık bazda gübre ve toprak geliştiriciler yüzde 6’dan fazla artarak zirvede yer aldı. Enerji, yağlayıcılar, tohum ve makine bakım giderleri de yukarı yönlü seyrini sürdürdü. Ana gruplara bakıldığında, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yıllık yüzde 33,9 yükselirken, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi de yüzde 33,6 arttı. Tarım Girdi Fiyat Endeksi, önümüzdeki dönemde gıda tarafında maliyet baskılarını hissetmeye devam edeceğimizi gösteriyor.
2️⃣ ABD Ticaret Bakanlığı, çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan yüzde 50 gümrük tarifelerinin kapsamını genişleterek 407 ürün kategorisini kapsama dahil etti. Yeni düzenleme ile makineler, ekipmanlar, vinçler, rüzgar türbini parçaları, taşıt parçaları ve mobilya iskeletleri gibi çelik ve alüminyum kullanılarak üretilen ürünler de yüzde 50 tarife kapsamına alındı. Çelik ve alüminyum dışındaki malzeme içerikleri ise mevcut tarifeler üzerinden vergilendirilmeye devam edecek. Alüminyum kontratları bu gelişmenin ardından geri çekildi. Demir cevherinde de baskı devam ediyor. Çinli çelik üreticileri, talebin zayıflamasına rağmen üretimi yüksek seviyelerde tutmaya devam ediyor. Dalian Emtia Borsası’ndaki ana demir cevheri kontratı %0,71 gerileyerek ton başına 770 yuan seviyesine indi. Liman stokları %0,2 artarak 138,5 milyon tona ulaştı, bu da piyasada arz fazlası olduğuna işaret etti.
3️⃣ TÜİK’ten Motorlu Kara Taşıtları verilerini öğrendik. Temmuz ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı 257 bin 471 oldu. Bunun %44,3’ünü motosiklet, %41,3’ünü otomobil oluşturdu. Aylık bazda %36,1 artış görülürken, geçen yılın aynı dönemine göre %6,9’luk bir düşüş kaydedildi. Temmuz sonu itibarıyla trafikteki toplam araç sayısı 32,6 milyona ulaştı. Ocak-Temmuz döneminde kaydı yapılan otomobil sayısı 614 bin 248 olurken, bunların %45,6’sı benzinli, %27’si hibrit, %17,2’si elektrikli oldu. Temmuz sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam otomobiller içinde elektriklilerin oranı %1,7 seviyesine ulaştı. Bu oran düşük olmakla birlikte, yeni kayıtlarda elektrikli ve hibrit araçların payının yükselmesi dönüşümün hızlandığını gösteriyor.
4️⃣ Haftaya gayrimenkul sektörü için önemli olan Konut Fiyat Endeksi verileri ile başlamıştık. Temmuz ayında Konut Fiyat Endeksi yıllık %32,8 artışla 187,7 seviyesine yükseldi. Aylık artış ise %0,9 seviyesinde gerçekleşti. İstanbul’da %33,5, Ankara’da %42,9, İzmir’de ise %31 artış görüldü. Yeni konut fiyatları %34,5 artışla daha yüksek bir ivme kaydederken, eski konutlarda artış %32,6 seviyesinde kaldı. Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı m² başına 39.697 TL’ye çıktı. İstanbul’da bu rakam 63.125 TL’ye kadar uzanıyor. Nominal fiyatlar artmaya devam etse de enflasyondan arındırılmış reel bazda konut fiyatları yıllık bazda %0,5 geriledi. GYO’ları izlediğimiz XMGYO endeksi, haftalık bazda %4,67 üzerinde performans göstererek endeksten pozitif ayrıştı.
5️⃣ Banka dışı finans bültenimiz yayında. Faktoring ve finansal kiralama tarafında hem kârlılık hem de işlem hacimlerinde dikkat çeken eğilimler öne çıkarken; sigorta ve emeklilik sektörlerinde büyüme temposu sürüyor. Bültende, BDDK ve Türkiye Sigorta Birliği verileri ışığında faktoring ve leasing sektörlerindeki kâr dinamiklerini, işlem hacimlerindeki gelişmeleri ve finansal kurumların gelecek beklentilerini değerlendiren endeks sonuçlarını bulacaksınız. Ayrıca sigorta ve emeklilik tarafında prim üretimindeki ivmelenmenin hangi branşlardan beslendiğini ele aldık.
6️⃣ Havacılık bültenimizi yayımladık. Yaz sezonunun en yoğun ayı geride kalırken havacılık sektörü, yolcu trafiği rekorları, ikinci çeyrek bilançoları ve küresel tedarik zincirindeki gelişmelerle gündemdeydi. DHMİ verileri Türkiye’de uçak ve yolcu trafiğinin güçlü seyrini ortaya koyarken, THY ve Pegasus’un temmuz performansları canlılığı ortaya koyuyor. Uluslararası arenada ise Boeing ve Airbus’ın teslimat rakamları, İngiltere’deki grev kararları ve ABD–AB arasında gümrük tarifelerinde sağlanan yeni uzlaşı öne çıkan başlıklar oldu. Ayrıca THY’nin Air Europa yatırımı ve İstanbul ile Antalya havalimanlarının ulaştığı tarihi yolcu rekorları, sektördeki hareketliliğin altını çizdi.
Şirketler
1️⃣ Gürsel Turizm Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hürer Fethi Gündüz, şirketin büyüme ve yatırım planlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Gündüz, Ürdün’de işlerin çok iyi gittiğini, her sene büyüme kaydettiklerini ve bu yıl elektrikli otobüsleri devreye alacaklarını söyledi. Amerika’da şirket kurma sürecini başlattıklarını belirten Gündüz, artık üç kıtada hizmet veren global bir taşıma firması olduklarını, ABD’li bir teknoloji firmasıyla ortaklık kurarak Florida’da otonom sürüş operasyonları yürüteceklerini açıkladı. İç Anadolu’daki yatırımlarla birlikte pazar payını 5 yıl içinde %7,5’ten %15’e çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Gündüz, bunun mevcut payın iki katına çıkması anlamına geldiğini belirtti. Ayrıca, İç Anadolu’da alınan yeni işlerin katkısıyla hem FAVÖK marjlarının hem de operasyonel kabiliyetlerin güçlendiğini, 4. çeyrek bilançolarında bu güçlü etkinin daha net görüleceğini ifade etti.
2️⃣ Koton CEO’su Bülent Sabuncu, şirketin büyüme stratejileri ve finansal performansına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sabuncu, yıl sonuna kadar Amerika pazarına giriş yapacaklarını ve ürünlerini pazar yeri aracılığıyla müşterilere sunacaklarını açıkladı. E-ticaret tarafında yılın ilk yarısında geçen yıla göre %17 büyüme kaydedildiğini, yurtdışında ise reel bazda %107’lik güçlü bir artış gerçekleştiğini belirtti; özellikle Rusya ve Almanya’da bu büyümenin öne çıktığını ifade etti. Mağazacılıkta 34 ülkede faaliyet gösterdiklerini hatırlatan Sabuncu, e-ticaretle birlikte 70’ten fazla ülkeye ulaştıklarını, yakın dönemde Umman ve Sırbistan’da mağaza açtıklarını, kısa vadede Katar, orta vadede ise Kuveyt pazarına girmeyi planladıklarını söyledi. Türkiye’de ise mağaza sayısının sınırlı kalacağını vurguladı. Finansal performansa değinen Sabuncu, temmuz ve ağustos aylarının ise ilk yarıya kıyasla daha olumlu geçtiğini aktardı. Ayrıca brüt kâr marjlarının geçen seneye göre 4 puan yükseldiğini, yurtiçi kâr marjının %73 seviyelerine çıktığını belirterek, ikinci çeyreği her açıdan pozitif bir dönem olarak değerlendirdi.
3️⃣ ATP Teknoloji CEO’su Ümit Cinali, şirketin faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cinali, satışlarının %30’unun yurt dışından geldiğini, yapılan işlerin %41’inin yabancı para biriminden gerçekleştiğini belirterek, güçlü Türk lirasının şirketi olumsuz etkilediğini söyledi. Borcu olmayan ve değer yaratan bir şirket olduklarını vurgulayan Cinali, yatırım yaptıkları şirketleri hızlı bir şekilde ayağa kaldırabildiklerini ifade etti. Ayrıca yurt dışı açılımlarının başladığını, özellikle Çin’de büyük bir operasyonlarının bulunduğunu dile getirdi.
4️⃣ Ofis Yem Yönetim Kurulu Üyesi Cem Taşkaldıran, şirketin plan ve faaliyetlerine dair açıklamalarda bulundu. Taşkaldıran, ihtiyaç halinde geri alım yapılmasının gündemlerinde olduğunu belirterek, 2 taksit halinde toplam 103 milyon TL temettü ödeyeceklerini ve her yıl temettü endeksinde yer almayı hedeflediklerini söyledi. İhracata yönelik görüşmeler yaptıklarını ancak toplam ciro içindeki payının düşük kaldığını, karma yem ürünlerinin daha çok iç pazara yönelik olduğunu ifade etti. Enerji yatırımlarına da değinen Taşkaldıran, geçen yıl faaliyete geçen 15,2 MW’lık güneş enerjisi santralinden bu yıl 1,6 milyon dolar katkı beklediklerini ve bunun etkisinin bilançoya yansıdığını aktardı. Ayrıca, bilanço verileriyle birlikte katılım endeksine dahil olacaklarını öngördüklerini, Samsun yatırımının devam ettiğini, Malatya ve Çorum’daki GES yatırımlarının ise kısmen başladığını; bu projeler için EBRD tarafından 25 milyon Euro finansman sağlandığını belirtti.
5️⃣ Orge Enerji Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Nevhan Gündüz, şirketin güncel faaliyetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Gündüz, elektrikli araç şarj istasyonu ürünlerinin geçtiğimiz ay itibarıyla satışa başladığını, yenilenebilir enerji tarafında ise bugüne kadar 4 proje gerçekleştirdiklerini ve bu yıl yeni planlarını hayata geçireceklerini ifade etti. Metro projelerinde Türkiye’nin en deneyimli şirketlerinden biri olduklarını belirten Gündüz, bugüne kadar 8 metro hattını tamamladıklarını ve şu anda 5 hattın imalatına devam ettiklerini söyledi. Ayrıca 600’e yakın çalışanla 12’ye yakın şantiyede yoğun faaliyet yürüttüklerini vurgulayarak, şirketin tarihindeki en yoğun seneyi geçirdiğini dile getirdi.
6️⃣ Desa Deri CEO’su Burak Çelet, şirketin büyüme ve yatırım planlarına dair açıklamalarda bulundu. Çelet, Körfez coğrafyasına aktif şekilde yöneldiklerini ve bu yıl Irak’ta ilk mağazalarını açacaklarını, bunun devamının da geleceğini söyledi. E-ihracat tarafında önemli ilerleme kaydettiklerini, halihazırda 13 ülkeye ihracat yaptıklarını ve Körfez bölgesinin de bu kapsama dahil edileceğini belirtti. Ayrıca yurtdışında potansiyeli yüksek yabancı markaları incelediklerini, deri teknolojisi yatırımları konusunda fırsat gördüklerini ve güçlü bir nakit pozisyonuna sahip olduklarını ifade etti. İtalya’nın bu dönemde ciroya ciddi katkısı olduğunu, mevcut hacmin korunurken yeni müşterilerin de kazanıldığını söyleyen Çelet, büyüme adına önemli fırsatlar gördüklerini dile getirdi. Yılın ikinci yarısında ihracat tarafında oldukça olumlu bir beklenti içinde olduklarını, ilk çeyrekte güçlü performans sergileyip büyüme kaydettiklerini, özellikle yurtdışından gelen talepte bir yumuşama olsa da ihracat için beklentilerinin yüksek olduğunu vurguladı.