Sektörel Görünüm - Kasım 2025 Bankacılık Bülteni

Veriler

✦ Bankacılık sektörü eylül ayında 106,3 milyar TL net kâr elde etti. Bu rakam, yıllık bazda %36,9 artışa, aylık bazda ise %26’lık bir yükselişe işaret etti. Böylece sektör, yılın ilk dokuz ayında toplam 669,7 milyar TL net kâr açıklamış oldu. Ocak–Eylül döneminde sektörün net kârı, geçen yılın aynı dönemine göre %45 oranında artış gösterdi.

✦ Sermaye yapısı bakımından sektörün alt kırılımları incelendiğinde eylül ayında net karlar bir önceki aya kıyasla kalkınma ve yatırım bankaları harici hepsinde artış gösterdi. Yerli ve özel mevduat bankaları net karını %93, yabancı özel mevduat bankaları %2, kamu bankaları %13, katılım bankaları ise %94 artırdı. Kalkınma ve yatırım bankalarındaki net kar düşüşü ise %11 seviyesinde oldu.

Eylül 2025Yıllık Net Kar Değişimi (%)Aylık Net Kar Değişimi (%)
Sektör Geneli36,926
Yerli Özel Mevduat69,693
Yabancı Mevduat24,72
Kamu38,313
Katılım2,894
Kalkınma ve Yatırım131,7-11

✦ Ekim ayında bankacılık sektörünün takipteki kredi rasyosunda belirgin bir bozulma dikkat çekiyor. Ağustos sonunda %2,29 olan oran, eylül sonunda %2,33’e yükselmişti; ekim ayı itibarıyla ise %2,47 seviyesine ulaştı. Uzun süredir bozulmanın ağırlıklı olarak bireysel kredilerde izlendiği sektörde bu dönemde ticari kredilerdeki artışın daha belirgin hâle geldiğini görüyoruz. Takipteki kredi oranı, tüketici kredilerinde %4,02’den %4,16’ya, ticari kredilerde %1,79’dan %1,93’e yükseldi.

✦ Ekim ayında toplam kredi hacmi aylık bazda %2,61 artış gösterdi. Kredi türlerine bakıldığında, tüketici kredileri eylüle göre %3,99 ile daha belirgin bir yükseliş kaydederken, ticari krediler aynı dönemde %2,17 oranında arttı. Para birimi bazında incelendiğinde ise ekim ayında yabancı para cinsinden krediler %1,11 artış gösterirken, TL cinsi kredilerdeki artış %3,54 olarak gerçekleşti.

✦ TCMB verilerine göre, ekim ayında banka ve kredi kartı harcamaları 2,29 trilyon TL’ye ulaşarak bir önceki aya göre %23 artış gösterdi. Yıllık bazda ise harcamalarda reel olarak %44’lük bir yükseliş bulunuyor. İşlem adetleri de eylüle göre %23, geçen yılın aynı ayına göre ise %38,3 oranında artış kaydetti.

✦ Kredi ve mevduat faizlerindeki gerileme eğilimi ekim ayında da devam ediyor. Eylül ayında ortalama %49,12 olan ortalama ticari kredi faiz oranı ekim ayı sonunda %47,64’e geriledi ve ay ortalaması da %47,96 oldu. 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizinin ise eylül ayı ortalaması %50,41’ken ekim ayı sonunda %48,13’e geriledi ve ay ortalaması da %49,59 olarak gerçekleşti. Bununla birlikte eylül ayı ortalaması -%1,29 olan kredi-mevduat makası eylül ayında -%1,63'e düştü.

Gelişmeler

✦ TCMB ekim ayı toplantısında politika faizini beklentilere paralel olarak 100 baz puan indirerek %39,5’e çekti. Böylece son üç toplantıda toplam 650 baz puanlık indirim yapılmış oldu. Gecelik borç alma ve verme faizleri de aynı oranda düşürülürken, koridorun genişliği korunarak para politikası duruşunda teknik bir değişikliğe gidilmedi. Karar metninde dikkat çeken unsur, enflasyondaki düşüşün yavaşladığı ve dezenflasyon sürecine yönelik risklerin arttığı vurgusu oldu. TCMB, talep koşullarını hâlâ dezenflasyonist olarak görse de özellikle gıda fiyatlarındaki oynaklık ve beklenti kanalı üzerindeki baskıların artması, enflasyon görünümüne ilişkin beklentilerin kötümserleştiğini gösteriyor. Banka, politika metninde “enflasyon hedeflerinden belirgin sapma olması durumunda sıkılaştırmaya gidilecektir” yönlendirmesini korurken, faiz indirimine gitmesi rezerv dinamiklerinin karar sürecinde öne çıktığı şeklinde yorumlanıyor. Banka, önümüzdeki dönemde politika kararlarını “enflasyonun ana eğilimi ve beklentilerle uyumlu şekilde, ihtiyatlı biçimde” belirleyeceğini yinelerken, likidite yönetimi ve makroihtiyati araçlarda mevcut duruşunu sürdürdü.

✦ Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda, 2025 yıl sonu enflasyon tahmini yukarı yönlü revize edildi. Önceki raporda %25 - %29 aralığında olan tahmin bandı, %31 - %33 seviyesine çıkarıldı. Böylece orta nokta %27’den %32’ye yükselmiş oldu. 2026 ve 2027 yıllarına ilişkin tahminler ise sırasıyla %16 ve %9 olarak korundu. Banka, “ara hedef” olarak belirlediği %24 - %16 - %9 patikasında bir değişiklik öngörmedi. Başkan Karahan, olağanüstü bir durum olmadıkça bu hedeflerin korunacağını vurguladı. Revizyonun arkasındaki temel nedenler gıda fiyatları, ithalat fiyatları ve talep koşullarındaki değişim oldu. Son aylarda olumsuz hava koşulları, tarımsal alım fiyatlarındaki artışlar ve mevsimsel talep etkisiyle gıda fiyat varsayımı %26,5’ten %32,3’e çıkarıldı. Raporda, bu artışın manşet enflasyon tahminindeki beş puanlık farkın yaklaşık 1,5 puanını açıkladığı belirtildi.

✦ TCMB’nin Merkezin Güncesi’nde yayımlanan analizinde, Kur Korumalı Mevduatın (KKM) sonlandırılması, altın fiyatlarındaki sert yükseliş ve avro/dolar paritesindeki artışın yabancı para (YP) mevduat üzerindeki etkileri inceleniyor. YP mevduat, 2024 sonunda 188 milyar dolardan 2025 itibarıyla 238 milyar dolara çıkarken görülen 50 milyar dolarlık nominal artışın büyük kısmı altın fiyatları ve pariteden kaynaklandı; bu etkiler arındırıldığında artış sadece 19 milyar dolar seviyesinde kaldı. Aynı dönemde altın mevduatı hem fiyat hem ton bazında belirgin şekilde yükseldi; yıl başından bu yana yaklaşık 76 tonluk artışın yarıdan fazlası son iki ayda gerçekleşti. KKM hesaplarında ise ağustos itibarıyla yenileme işlemlerinin durdurulmasıyla dövize dönüş oranı yüzde 80’in üzerine çıktı ve bakiye 4 milyar doların altına geriledi. Analizde, tüm bu hareketliliğe rağmen TL mevduat payının tarihsel ortalamalarına yakın seyrini korumasının, hanehalkı ve şirketlerin TL varlık tercihinin devam ettiğine işaret ettiği vurgulanıyor.

✦ Fitch Türkiye Etkinliği’nde konuşan Fitch Ratings Kıdemli Direktörü Douglas Winslow, Türkiye’nin döviz rezervlerindeki hızlı artışın geçen yıl yapılan not yükseltmelerinde belirleyici olduğunu belirtti. Winslow, rezervlerin 2023’te 100 milyar dolardan bugün yaklaşık 180 milyar dolara çıkmasının “hem seviye hem kalite açısından önemli bir iyileşme” olduğunu, swap hariç bakıldığında artışın daha da belirginleştiğini söyledi. Rezervlerdeki toparlanmanın devam edeceğini ancak önümüzdeki iki yılda hızının yavaşlamasını beklediklerini dile getiren Winslow, buna karşın Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının halen bir risk olduğunu, ancak bankalar ve şirketlerin stres dönemlerinde bile dış borçlarını sorunsuz çevirebilmesinin önemli bir dengeleyici faktör olduğunu vurguladı. Fitch’in dış finansman varsayımlarında sınırlı sermaye girişi, dolarizasyonda büyük bir çözülme beklenmemesi ve reel kurdaki değerlenmenin ihracatçılar üzerinde yaratacağı baskı nedeniyle cari açığın bir miktar artacağı öngörülüyor. Winslow, politika tarafında en büyük riskin “alışılmışın dışında gevşek para politikasına dönüş” olacağını da ifade etti. Türkiye’nin notunu geçen yıl iki kez artırarak pandemi öncesi seviye olan BB- seviyesine çıkardıklarını hatırlatan Winslow, değerlendirmelerinin orta vadeli bir perspektife sahip olduğunu, görünümün “durağan” olmasının da 18–24 ay içinde yeni bir not hareketi olasılığını düşük gösterdiğini belirtti.

Sektörden Açıklamalar

✦ Fitch Ratings Bankalar Direktörü Kılınç, İstanbul’da düzenlenen “Fitch Türkiye Etkinliği” kapsamında yaptığı değerlendirmede, Türk bankalarının faaliyet ortamı skorunun ülke notuyla aynı seviyeye yükseltildiğini belirterek bunun temelinde para politikasındaki süreklilik ve bankaların güçlü sermaye yapısının bulunduğunu söyledi; CET1 oranlarının %14–14,5 seviyelerinde olmasının yeterli görüldüğünü, yapılan Eurobond ve sermaye benzeri ihraçların da dayanıklılığı artırdığını aktardı. Takipteki kredi oranlarında artış olmasına rağmen bunun öngörülebilir ve yönetilebilir olduğunu ifade eden Kılınç, faiz indirimlerinin net faiz marjını destekleyeceği için 2025’te bankacılık kârlılığının bu yıla kıyasla daha iyi olmasını beklediklerini belirtti. Bankaların dış piyasalara erişiminin sürdüğünü ve bu durumun refinansman risklerini azalttığını söyleyen Kılınç, buna karşın yabancı para mevduatın ve kısa vadeli dış borcun hâlâ yüksek olmasının dikkatle izlenmesi gereken unsurlar olduğunu vurguladı; 2026’ya yönelik beklentilerde faiz düşüşünün aktif kalitesine olumlu yansıyabileceğini, ancak yaklaşık 240 milyar dolarlık yabancı para mevduat dikkate alındığında kur beklentileri ve makro-finansal istikrarın kritik önem taşıdığını ifade etti.

✦ Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, AA Finans Masası’nda yaptığı değerlendirmede katılım bankacılığının Türkiye’de 40 yılı aşkın geçmişe sahip olduğunu, 2000’li yıllarla birlikte düzenlemelerin etkisiyle sektör payının hızla arttığını ve bugün bankacılık sistemi içinde yüzde 8,5’in üzerine çıktığını söyledi; 2015’te kamunun sektöre girişiyle ivmenin güçlendiğini, önümüzdeki beş yılda payın ikiye katlanarak yüzde 20’leri aşacağına inandıklarını belirtti. Ziraat Katılım’ın 10 yılda sektörün ikinci büyük oyuncusu ve finansal kiralama alanında tüm bankacılık sektörünün lideri konumuna geldiğini vurgulayan Özdemir, uluslararası sukuk ihraçlarında güçlü talep aldıklarını, ihracat destekli yeni ürünlerin katılım hassasiyeti olan firmalar için önemli bir boşluğu doldurduğunu ifade etti. Halka arz sürecinin başlatıldığını, izinlerin alınmasıyla 2026’nın ilk yarısında Borsa İstanbul’da işlem görmeyi hedeflediklerini söyleyen Özdemir, elde edilecek kaynağın tamamen sermayeye eklenerek reel sektöre daha büyük destek sunulacağını belirtti. Katılım finansın küresel ölçekte 4,5–5 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaştığını, Türkiye’nin yatırım çekme konusunda güçlü bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Özdemir, İFM’nin bu alanda bölgesel merkez olabileceğini, Ziraat Katılım’ın Sudan ve Somali’de açtığı şubelerle Afrika’da ilk Türk bankası olarak önemli bir rol üstlendiğini söyledi. 2026’nın hem katılım finans hem Türkiye ekonomisi için kritik bir yıl olacağını, enflasyondaki düşüşle yatırım ortamının iyileşmesini, katılım bankacılığının toplam payında hızlı artış beklediklerini ifade eden Özdemir; bankanın sürdürülebilirlik alanında yeşil sukuk ihraçları, enerji verimliliği çözümleri ve Sıfır Atık uygulamalarıyla öncü rol üstlendiğini, tarımda ise murabaha ve leasing dışında orta vadede kar-zarar ortaklıklarını seracılık gibi alanlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.